Mimarlık Yüksek Lisans Programı / Architecture Master's Degree Program
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Mimarlık Yüksek Lisans Programı / Architecture Master's Degree Program by Title
Now showing 1 - 20 of 47
Results Per Page
Sort Options
- PublicationOpen AccessAlt yüklenicilik uygulamalarında karşılaşılan sözleşme kaynaklı zorlukların değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Yapı Yönetimi Bilim Dalı, 2020) Dedeoğlu, Ayşegül; Bostancıoğlu, Esraİnşaat sektöründe projeleri tamamlamak için gerekli olan ve uzmanlık gerektiren çeşitli faaliyetlerin her birinde becerili işçilerin tam zamanlı istihdamının maliyetlerini karşılamaya yüklenicilerin gücünün yetmediğinden, büyük ölçekli projelerde alt yüklenici kullanımı kaçınılmaz olmaktadır. Konusunda uzmanlaşmış ekiplerin ana yüklenici bünyesinde oluşturulması ve çalışması her türlü uzmanlık alanı için ayrı kadro kurmanın olanaksızlığı, sorumluluk ve ekonomiklik açısından dezavantaj oluşturmaktadır. Dolayısıyla alt yüklenici kullanımı, uzmanlaşma ihtiyacı ve maliyetler göz önüne alındığında dünyanın her yerinde zorunluluk haline gelmiştir. Bu kapsamda ana yüklenici, farklı uzmanlık alanları ve becerileri olan birçok alt yüklenici ile anlaşmakta ve sözleşme yapmaktadır. Böylece mal sahibi, aldığı işin kimi zaman çok büyük oranını alt yükleniciye devretmiş olmaktadır. Bu aşamada alt yüklenicilik uygulamalarında, uygulaması yaptırılacak işin kontrolü ana yükleniciye düşmektedir ve bu işi sözleşmeler aracılığıyla sahadaki uygulamaları denetleyerek sürdürmektedir. Ancak bazen sözleşmedeki eksik, açık uçlu ve yanlış tanımlanmış maddelerden dolayı alt yüklenici dezavantajlı duruma düşmektedir. İnşaat sektöründeki alt yüklenicilik uygulamalarında, ana yüklenicinin başarısı sadece kendisine bağlı olmamakta; alt yüklenicilerin başarısı da toplam başarıyı etkilemektedir. Ana yüklenici, alt yüklenicinin yaptığı üretimden kazanç elde etmekte ve iş planına uymayan, kalitesiz üretim yapan bir alt yüklenici ana yükleniciyi zor durumda bırakmaktadır. Aynı zamanda ödemeleri zamanında yapmayan, gereksiz maliyet artışına sebebiyet veren ana yükleniciler de alt yükleniciyi zor durumda bırakmaktadır. Yapılacak çalışmada, öncelikle alt yüklenicilik uygulamalarında karşılaşılan sorunların sözleşme kaynaklı olanlarının belirlenmesi, bunların ana yüklenici ve alt yüklenicilere yönelik olarak hazırlanan anketler aracılığıyla değerlendirilerek alt yüklenicilik sözleşmelerinin düzenlenmesine katkıda bulunulması hedeflenmektedir. Öncelikle alt yüklenicilik işlerinin ve alt yüklenicilik sözleşmelerinin kapsamı belirlendikten sonra, alt yüklenicilik uygulamalarında karşılaşılan zorluklar literatür çalışması sonucu belirlenecektir. Ardından alt yüklenicilik işlerinde karşılaşılan zorlukların sözleşme ile ilişkili olanları belirlenip değerlendirilecektir. Zorlukların sözleşme maddeleri ilişkisinin değerlendirilmesi sonucu, alt yüklenicilik sözleşmelerinin düzenlenmesine yönelik öneriler sunulacaktır.
- PublicationOpen AccessAsma tavan sistemlerinin işlevsellik açısından incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2019) Güler, Merve Betül; Kasapoğlu, EsinAsma tavanlar ilk olarak estetik nedenlerle Japonya'da 1337-1573 yılları arasında kullanılmaya başlanmıştır. Kaynaklara göre asma tavanlar Avrupa'da ise ilk olarak 1596'da İngiltere'de Blackfriars Theatre'de uygulanmıştır. Asma tavanlar; mevcut bir tavanın altında; tavandan geçen tesisatları gizleyerek dekoratif bir görünüm kazandıran, akustik kontrol, yangın koruması gibi işlevsellikler sağlamak amacıyla uygulanan, çeşitli taşıyıcı sistem seçenekleri olan, kaplama malzemesi olarak birçok alternatifi bulunan yapı elemanlarıdır. Günümüz mimarisinde, yapılarda (konutlar, hastaneler, eğitim binaları, konaklama tesisleri, spor salonları, endüstriyel yapılar, ulaşım yapıları, alışveriş merkezleri, ofisler, restoran ve cafeler, oditoryum-sinema-tiyatro-konser alanları gibi) asma tavan sistemleri sıklıkla uygulanmaktadır. İç mekandaki en önemli bitiş yüzeylerinden biri olan asma tavanlar; kullanıldığı mekanlarda hem estetik: tesisatların gizlenmesi, dekoratif bir görünüm kazanılması gibi hem de mekandan beklenen performans özellikleri ve kullanıcı gereksinimlerini birinci derecede karşılayan yapı bileşenleridir. Kullanıldığı yapıda mekanın; akustik konfor, yangın dayanımı, nem dayanımı, ısı yalıtımı ve daha birçok ihtiyacına çözüm sunmaktadır. Bu sebeple asma tavanı oluşturan bileşenlerin iyi bilinmesi, hangi malzemenin yapıda hangi işlevi nasıl karşılayacağına doğru karar verilmesi son derece önemlidir. Bu bileşenlerden olmazsa olmazı tavan kaplama malzemeleri yapı teknolojilerinin çok ilerlemesi sayesinde çeşitli ve farklı özelliklerde üretilebilmektedirler. Mimari tasarımda, tavan kaplama malzemelerinin kullanıcı istekleri doğrultusunda, iç mimari tasarıma bağlı renk, yüzey ve görünüş etkileri de dikkate alınarak işleve uygun olarak seçilmesi binadan beklenen performanslar açısından çok önemlidir. Tavan kaplama malzeme alternatiflerinin ve olanaklarının artmasına rağmen, doğru olarak kullanılması ve kullanıldığı mekandaki işleve uygun olarak seçimi konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Her geçen gün yeni bir malzemenin ortaya çıktığı asma tavan sistemlerinde tavan malzemeleri hakkında doğru, yeterli, zamanında ve düzenli olarak bilgi edinilmesindeki zorluk, doğru malzeme seçiminin yapılmasında büyük bir engel oluşturmaktadır. Malzeme seçeneklerinin artması da malzeme seçimini zora sokmaktadır. Burada önemli olan seçilen tavan malzemesinin, talep edilen özelliğin ne kadarını tam olarak karşılayabildiğinin tespit edilmesidir. Tasarımcı mutlaka en uygun asma tavan sistemine karar vermeli ve uygulanmasını sağlamalıdır. Bu bağlamda, projenin başından itibaren kullanılacak asma tavan malzemesinin özellik ve davranışlarının bilinmesi, malzeme seçenekleri arasından en doğru olanın seçilmesi önem kazanmaktadır. Malzemelerin bu denli artması, taşıyıcıların çeşitlenmesi bunların bir bütünlük içinde ele alınarak irdelenmesi zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda tasarımcının asma tavan sistemlerinde kullanılacak taşıyıcıya ve malzemeye karar vermeden önce, mekanın işlevsellik yönünden ne gibi performansları karşılaması gerektiği çok iyi bilinmelidir. Bu işlevsellik özellikleri bilindikten sonra optimum olan malzeme ve taşıyıcı sistem seçimi yapılmalıdır. Bu çalışmada öncelikle asma tavan sistemleri tüm yönleriyle açıklanmış, mimari tasarımda asma tavan seçiminin önemi dile getirilmiştir. Mimarın hayatını kolaylaştırmak, asma tavanlar hakkında yol gösterici oluşturmak amacıyla, tavan kaplama malzemeleri ve kullanım yerine göre asma tavanlardan beklentiler ortaya konularak, işlevsellik açısından malzeme ve taşıyıcı sistem önerileri oluşturulmuştur.
- PublicationMetadata onlyAydın, Kuşadası'nda Balatlıoğlu Evi Restorasyon Projesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Bilim Dalı, 2017) Konuk, Tolga; Semiz, Hayriye NisaKuşadası, kültürel ve mimari dokusuyla Türkiye'nin önemli turizm kentlerinden biridir. Kentin mimari yapısını oluşturan, aynı zamanda kentsel sit alanı olarak nitelendirilmiş olan Dağ ve Cami-i Kebir mahallelerindeki tarihi eser niteliğindeki yapılar zaman içerisinde bilinçsiz müdahalelerden ve yıkımlardan dolayı olumsuz yönde etkilenmişlerdir. Bu nedenle bu çalışma kapsamında Kuşadası'nın tarihi gelişimi ve geleneksel mimari kimliği araştırılmış; Dağ Mahallesi'nde 41 ada, 23 parselde yer alan "Balatlıoğlu Evi"nin rölöve, restitüsyon, restorasyon ve yeniden işlevlendirme projeleri hazırlanmıştır. Tezin amacı, Kuşadası'ndaki geleneksel konut yapısını incelemek ve seçilen örnek yapı üzerinden geleneksel Kuşadası Evlerinin durum değerlendirmesini yaparak, bölgedeki koruma çalışmalarına kaynak oluşturmaktır. Bu amaçla, Kuşadası kentsel sit alanı içerisinde yer alan Dağ Mahallesi'ndeki 41 ada ve 23 parselde yer alan ahşap yapının; mimari özellikleriyle birlikte strüktür ve malzeme bozulmaları incelenerek, uygun müdahale yöntemleri ve yeniden işlevlendirme önerisi üzerine çalışılarak yapının korunmasına katkıda bulunabilecek temel bilgi ve yaklaşımların geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda, restorasyon projesi hazırlanan Balatlıoğlu Evi'nin, belirlenen müdahale şekilleri çerçevesinde bakım ve onarımı, ardından belirlenen yeni işlev uyarınca sürdürülebilirliğinin sağlanması önerilmiştir.
- PublicationOpen AccessBakü'de tarih içinde konut mimarisinde değişimler ve gelecekten beklentiler(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2016-05) Garayeva, Nazıra; Dostoğlu, NeslihanBakü her zaman kültürü, sanatı, ekonomisi ve diğer özellikleri ile göz önünde olmuştur. Güzelliği, bu kenti ziyaret edenler tarafından dile getirilmektedir. Bu güzelliğin temel nedenlerinden biri de Bakü'nün hafızalara altın harflerle yazılan tarihi mimarisi olmuştur. Bu tezde Bakü'nün yıllar boyu geçirdiği mimari değişiklikler ve bu değişikliklerin nedenleri ele alınacaktır. Bu kapsamda, ilkel mimarlık, Albanya mimarlığı, İslam dönemindeki mimarlık, Orta Çağ dönemi mimarlığı, günümüzdeki mimarlık yaklaşımları ve geleceğe yönelik öngörüler değerlendirilmektedir. Mimarlığın günümüzde en aktif ilgi alanlarından biri olan konutlar, tezde farklı dönemlerdeki özellikleriyle ele alınmıştır. Bu dönemler arasında 19. yüzyıl özel bir yere sahiptir, çünkü Bakü mimarlığı denildiğinde ilk önce bu dönemdeki projeler insanların aklına gelmektedir. Tarih içinde Bakü mimarlığı kadar pekçok Bakülü mimar da yaptıkları işlerle takdire layık görülmüştür. Projeler kadar adını tarihe yazdıran mimarların sayısı da çoktur. Günümüzde de nitelikli binaların elde edilmesi ile ilgili değerlendirmeler tezde yapılacaktır. Son olarak yazılı eserler, resimler, grafikler ve Bakü'de çalışan genç mimarlar tarafından yapılan önerilerden yola çıkılarak Bakü konut mimarlığının geleceği ile ilgili beklentiler konusu ele alınacaktır.
- PublicationOpen AccessCAAD in Mimari Eğitime Entegre Edilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2007-02) Elhardudi, Mahmod M. A.; Koray GökanCAAD, tasarım sürecinde kullanılan bütün programların dahil olduğu (örn. Taslak, tasarım, sunum, iletişim, vs.) Bilgisayar Destekli Mimari Tasarım demektir. Bu tez, CAAD'ın mimari eğitime entegre edilme olasılığını tartışır. Bu tezin temel soruları şunlardır; niye CAAD'ı öğretmek, CAAD eğitime nasıl katkı sağlayabilir? CAAD'ı ne zaman öğretmeye başlamak? Hangi aşamada CAAD öğretilebilir ve ne derecede entegre edilmelidir? Ne öğretilecek, hangi uygulamalar eğitim sürecine yardımcı olabilir? CAAD eğitime nasıl entegre edilebilir? Tez beş bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm, mimaride kullanılan bilgisayar programları konseptini inceler, aynı zamanda bu tezin amaçları ve stratejisi de incelenmektedir. İkinci, üçüncü ve dördüncü bölümler bu tezin yapısını oluşturmaktadır. İkincisi, CAAD'ın gelişim tarihini ve bu aracın faydalarını içerir. Üçüncü bölüm, CAAD'ın hem mimari eğitim hem de araştırmalardaki konumunu inceler. İncelemelere ek olarak CAAD öğretiminde değişen kurallar dahildir. Dördüncüsü, CAAD entegrasyonunun gerekleri ve teorisini tartışır. Son olarak, beşinci bölüm bu çalışmanın temel bulgularını ve gelecekle ilgili bazı önerileri içeren sonuç bölümüdür.
- PublicationMetadata onlyÇift kabuklu giydirme cephelerde sistem seçimi için karar destek sistemi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2010) Aslangiray, Naime Pınar; Bostancıoğlu, EsraBinalarda enerji verimliliğinin önem kazanması ile birlikte kullanıcı konforunun yükseltilmesinin yanında enerji korunumuna ait kaygıları da minimize edebilecek bir sistem olarak geliştirilen `enerji etkin cephe' tasarımları gündeme gelmiştir. Bir binanın sürdürülebilirlik ve enerji kullanımı gerektiren işlevlerinin belirlenmesi ve bunların enerji kullanımını azaltacak şekilde tasarlanması gerekmektedir. Yaz ve kış durumu koşullarına göre en iyi performansı verebilen, iç ve dış iklim arasında denge kurma görevini de üstlenen enerji etkin cephe yaklaşımları, bina cephelerini çevreyle dost ve dinamik birer elemana dönüştürmüştür. Böylece binalarda tasarım sürecinden itibaren enerji korunumunu sağlamak ve binaların enerji performanslarını artırmak bir zorunluluk halini almıştır. Dünya üzerindeki tüketilebilir enerji kaynaklarının azalması ve maliyetlerinin de her geçen gün artmasından dolayı yapılarda enerji korunumunu sağlayan sistemler bulunmuştur. Bu sistemlerden biri olarak karşımızı çıkan Çift Kabuk Cephe sistemleri de yapılardaki kullanılan enerjiden maksimum düzeyde faydalanma ve enerji kayıplarını minimuma indirme ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada, karar destek sistemlerinden AHP (Analitik Hiyerarşi Yöntemi) sisteminin, Türkiye'de Çift Kabuk Cephe sistemi seçim problemine uygulanarak; Çift Kabuk Cephe sistemi seçimi ile ilgili doğru kararların alınmasında tasarımcılara ve uygulayıcılara katkı sağlaması hedeflenmiştir. Bu bağlamda çalışmanın giriş bölümünde, problem tanımlanmış, tezin amacı, kapsamı ve yöntemi belirlenmiştir. İkinci bölüm de ise Çift Kabuk Cephe Sistemlerinin tarihçesi anlatılmış, özellikleri ve sınıflandırılması incelenmiştir. Üçüncü bölümde Çift Kabuk Cephe sistemlerinin seçimini etkileyen kriterler belirlenmiş ve tanıtılmıştır. Dördüncü bölümde ise, çağdaş karar destek sistemlerinden AHP sistemi, Türkiye'de Çift Kabuk Cephe sistemi seçimi problemine uygulanmıştır. Karar destek sistemi için uygulanan anket çalışmasının sonuçları AHP sistemine uygulanmış ve değerlendirilmiştir. Sonuç bölümünde ise yapılan çalışmanın sonuçları sunulmuş ve yapılan çalışma Çift Kabuk Cephe sistemi seçimi ile ilgili doğru kararların alınmasında tasarımcıların ve yapımcıların bilgisine sunulmuştur.
- PublicationOpen AccessDirençli bir şehre doğru (dirençlilik ve kentsel sistemler arasındaki bağın araştırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimarlık Bilim Dalı, 2021) Lfarakh, Rania; Arslan, Mehmet EmreYıllar geçtikçe, şehirler çok sayıda radikal değişim geçirirken, metropollerde nüfus artışı hala artıyor, "Şehirler hızlı kentleşmeden ekonomik krizlere ve iklim değişikliğine kadar pek çok risk ve değişimle karşı karşıya." (Seto, Sánchez-Rodríguez ve Fragkias, 2010), Bu riskler sürekli olarak toplulukları tehlikeye atıyor ve şehirleri daha savunmasız bir duruma dönüştürüyor. Bu nedenle, "Bu zorlukların farkına varan akademisyenler ve politika yapıcılar, 'kentsel dirençliliği' veya şehirlerin kesintilerle başa çıkma yeteneğini geliştirmenin önemini giderek daha fazla vurguluyor." (Leichenko, 2011). Ayrıca, tüm büyük şehirler bu şoklara meyillidir, ancak Bir şehri diğerinden sadece birkaç hafta içinde toparlayabilecek hale getiren şey "Dirençlilik" tir. Mimarların, çevresel tehlikelerle baş edebilecek dirençli yapılı ortamları tasarlama, ayrıntılandırma ve koruma görevi vardır ve kentsel zorluklar . Dolayısıyla, bu tezin amacı, çok disiplinli düzeylerde dirençlilik kavramına netlik getirerek mimari ve kentsel tasarım tartışmasına katkıda bulunmak ve daha iyi bir gelecek için dirençli toplulukları ve şehirleri şekillendirmede mimari müdahalelerin önemini belirlemektir. Anahtar Kelimeler: Dirençlilik, Mimari, Doğal afetler, Dirençli şehirler, Dirençli topluluklar
- PublicationOpen AccessDış göç etkisinde Gaziantep: Güncel şehirleşme politikaları üzerinden bir kenti okumak(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Kentsel Tasarım Bilim Dalı, 2019) Şener, Esra; Töre, EvrimGöç kavramı insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Dış göç hareketlerinin, ülkelerin ekonomik, demografik, sosyal, siyasal ve mekansal yapılarında değişmeler meydana getirdiği; kültürlerin, yaşama biçimlerinin, gelenek ve göreneklerin, mekansal kullanımların yeniden biçimlendirilmesine etkide bulunduğu bilinmektedir. Günümüzde, barınma olanağı sağlama, ekonomiye ve istihdama dahil etme ve sosyal uyum gibi meseleler kentsel politikalar üretmeyi gerektiren konular olmaktadır. Türkiye Osmanlı Dönemi'nden günümüze kadar çok sayıda göçün odağı olmuştur. Özellikle 2011 yılında Suriye Arap Cumhuriyeti'nde başlayan iç savaş sonucu büyük bir kitlesel göçle karşı karşıya gelmiştir. Sözü edilen göç hareketi bu çalışmanın eksenini oluşturmaktadır. Çalışmada, dış göçe ilişkin kavramlar, Suriye'de başlayan iç savaş ve Türkiye'ye yapılan göçler konusu irdelenmiş, çalışma alanı olarak seçilen Gaziantep şehrinin geçmişten günümüze tarihsel süreç içerisindeki değişimleri ve kentsel politikaları incelenmiştir. Çalışma, bu iki kavramsal düzlem üzerinde, göç sonrası Gaziantep kentinde sosyo-mekansal ve ekonomik yapılardaki değişim ve bu değişimin kentsel politikalara olan yansımalarına odaklanmıştır. Gaziantep şehrinde derinlemesine yapılan görüşmeler çalışmanın ana alan bulgularını oluşturmuştur. Bu bağlamda çıkarımlar yapılmış ve çözüm önerileri sunulmuştur.
- PublicationOpen AccessEğitim yapılarında erişilebilirliğin incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimarlık Bilim Dalı, 2019) Özdemir, Nuri Çağrı; Enginöz, Evren BurakToplum, en zayıf halkası kadar güçlüdür. Toplumumuzda özel gereksinimli bireyleri dışlamak yerine onları da topluma kazandırarak daha güçlü bir toplum yapısı elde edilebilir. Günümüzde engelinin farkında olmadan yaşayan bireyler mevcuttur. Bu sorunun doğru analizi yapılarak daha etkin bir toplum yapısı sağlanabilir. Bu özel gereksinimli bireylerin eğitiminde, asgari şartları sağlayarak yetişmiş insan gücümüzü arttırarak sağlanabilir. Engelli bireylerin eğitimi, eğitim yapılarının erişilebilirlik imkanına göre değişiklik gösterir. Eğitim yapıları eğitimde erişilebilirlik kapsamında ne kadar altyapı sağlarsa, o kadar çeşitli engelli gruplarına eğitim hizmeti verilebilir. Bu bağlamda tez çalışması kapsamında özel gereksinimi olan bireylerin eğitimi için gerekli fiziki çevre şartlarının incelenerek, mevcut durumun değerlendirilmesi ve elde edilen veriler ışığında erişilebilir çevre ve mekan için gereksinim duyulan tasarım ölçütlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda; erişilebilir tasarım çalışma ve uygulamaları, özel gereksinimi olan bireylerin eğitimi için gerekli fiziki çevre şartları ile dünyada ve ülkemizde ilgili yasa, mevzuat ve yönetmelikler incelenmiştir. Yapılan bu literatür araştırması bağlamında ülkemizin mevcut eğitim yapılarında yapılan alan çalışması sayesinde engelli öğrencilerin gözünden eğitim yapılarımızın yeterliliği gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Erişilebilirlik, Engelsiz Tasarım, Eğitimde Erişilebilirlilik
- PublicationOpen AccessEmsal harici alan kullanımlarının imar mevzuatı, kentsel yaşam kalitesi ve etik açılardan irdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Yapım-Proje Yönetimi Bilim Dalı, 2021) Şimşek, Eray; Alptekin, GamzeBilimsel olarak daha iyi yaşamın nasıl olacağına ilişkin araştırmalar çok eski zamanlarda başlamış ve günümüze kadar uzanan süreçte birçok farklı düşünce ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılın ilk yarısında insan refahının en önemli göstergesi gayri safi milli hasıla olarak kabul edilmiş ve ülke politikaları bu anlayış doğrultusunda gelişmiştir (Koyuncu, Mizrahitokatlı). Bu yaklaşım hızlı sanayileşme, hızlı nüfus artışı ve hızlı kentleşmeyi beraberinde getirmiştir. İkinci dünya savaşından sonra kırsal alanlardaki çeşitli yetersizlikler ve istihdam sorunu gibi itici unsurlar ve kentlerdeki çekici unsurlar nedeniyle ülkemizde kırsal alandan kentlere göç hareketi başlamıştır. Ülke nüfusumuzun 1950 yılında %25, 1960 yılında %31.90, 1970 yılında %38.50, 1980 yılında %43.90, 1990'da % 58.40, 2000 yılında % 64.90, 2010 yılında %76.30'unun kentlerde yaşadığı görülmektedir (Keleş 67). Hızlı kentleşen ülkelerin önemli sorunu imarlı arsa üretimi ve göç eden kitlelere yeterli konut sunumu sağlayabilmektir. Hızla artan konut talebi karşısında yetersiz kalan konut sunumu, insanların kendi dinamikleri ile konut edinme girişimlerine neden olmuş, bu durum kentte yaşayan insanların yaşamlarını olumsuz etkileyen sağlıksız, düzensiz, plansız kentlerin oluşmasına ve çevre sorunlarının yaşanmasına sebep olmuştur. Diğer yandan imarlı arsa üretiminde ve konut sunumunda yaşanan sorunlar, serbest piyasa koşullarının etkisi ve rekabet ortamı nedeniyle spekülasyonları ve rant sorunlarını beraberinde getirmiştir. 20. yüzyılda küresel ölçekte yaşanan tüm bu sorunlara çözüm üretmek için ülkemizin de taraf olduğu habitat gibi birçok uluslararası konferanslar düzenlenmiş ve anlaşmalar yapılmıştır. Ulusal ölçekte ise ülkemizde kalkınma planları, strateji ve eylem planları yapılmıştır. Ancak bir hukuk devleti olan ülkemizde yapılan tüm bu anlaşma ve planların, alınan tüm kararların uygulanabilmesi hukuk çerçevesinde mümkün olacağından imar mevzuatında değişiklikler yapılarak kentlerimizde yaşanan sorunlara ilişkin çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda hem imarlı arsa üretiminde yaşanan sorunları, hem de yeterli konut talebi karşısında yaşanan sorunları çözmek için imar yönetmeliğinde emsal alanı hesabında değişiklikler yapılarak emsal alanına dahil edilemeyen alanlarının (emsal harici alanlar) sayısı artırılmıştır, fakat yapılan değişiklikler imar planı dışında inşaat alanı artışı ve nüfus artışına neden olarak yaşanan sorunları çözmek yerine sorunların artmasına neden olmuştur. Bu araştırma, kentlerde yaşanan sorunlar nedeniyle ülkemizde imar mevzuatı çerçevesinde alınan ve politik unsurlarda içeren kararlar ile bu kararların uygulanabilmesi için imar yönetmeliği kapsamında yapılan değişiklikleri, yapılan değişikliklerin kentlerde yaşayan insanların yaşam kalitesini nasıl etkilediğini, yapılan değişikliklere ilişkin alınan kararın ve uygulamaların etik olup, olmadığı hususunu kapsamaktadır. Bu kapsamda yapılan değişiklikler imar mevzuatı, kentsel yaşam kalitesi ve etik açılardan ele alınmıştır.
- PublicationOpen AccessEpoksinin Döşeme Kaplama Malzemesi Olarak Kullanılması ve Hastane Yapılarındaki Kullanımının Değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2005-02) Yılmaz, Atilla; Esra BostancıoğluTeknolojinin ilerlemesi ile yapı malzemesi sektörü de çok gelişmiştir. Yapılarda kullanılan malzeme çeşitleri de artmıştır. Malzeme çeşitlerinin artması tasarımcıya tasarım ve malzeme seçimi süreçlerinde farklı yaklaşımlar sunmaktadır. Tüm tasarımlarda tek bir malzeme yerine alternatif malzemelerin üretimiyle yeni çözümler kendini göstermeye başlamıştır. Bununla birlikte tasarımcı için tasarım yapabilmek, gereksinmelerle imkanları iyi dengelemek anlamına gelmektedir. Yapı sektöründeki gelişmelere paralel olarak bitirme malzemeleri olan döşeme kaplamalarında alternatifler artmıştır. Çok çeşitli döşeme kaplamasının içinde doğru tercihler yapmak için, döşeme kaplamalarını bilmek ve tanımak gerekmektedir. Yapılan çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünden sonra döşeme kaplamalarının seçim kriterleri incelenmiştir. Bu bölümde aynı zamanda döşeme kaplamalarının özellikleri anlatılmıştır. Üçüncü bölümde yeni bir döşeme kaplaması olan epoksi döşeme kaplamaları ele alınmıştır. Epoksi döşeme kaplamalarının uygulama örnekleri verilmiştir. Dördüncü bölümde, hastaneler ve mekanları tanıtılmıştır. İstanbul'da, 20'si özel ve 20'si kamu hastanesi olmak üzere 40 hastanede; döşeme kaplamaları çeşitleri ortaya çıkarılarak genel bir değerlendirme yapılmıştır. Çalışmanın beşinci bölümünde yapılan literatür araştırması sonucunda, hastanelerde döşeme kaplamaları seçim kriterleri tespit edilmiştir. Hastane yapılarında kullanılan döşeme kaplamaları performans, maliyet ve uygulama süresi açısından değerlendirilmiştir. Performans değerlendirmesinde epoksi döşeme kaplamasının en yüksek değere sahip olduğu görülmüştür. Maliyet değerlendirmesinde ise, en pahalı malzemenin granit olduğu tespit edilmiştir. Uygulama süresi ve maliyet açısından PVC, linolyum ve epoksinin benzer özellikler gösterdiği tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Döşeme kaplama malzemesi, epoksi döşeme kaplama malzemesi, hastane yapıları, hastane yapılarını oluşturan mekanlar, hastanelerde kullanılan döşeme kaplama malzemeleri.
- PublicationOpen AccessForm production process in digital architecture: Thinking, modelling and fabrication(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2007-05) Hadia, Hatem Ahmed Ali; Esra FidanoğluBilgisayar teknolojileri ve bilgisayar-destekli-tasarım (CAD)/ bilgisayar-destekli-imalat (CAM) teknolojilerinin gelişimiyle, mimari tasarımda sayısal araçların kullanımı artmıştır. Sayısal araçlar artık yalnızca iki boyutlu çizim ya da sunuş ile sınırlı değillerdir; tasarımda düşünmeye ve üretime yardım edebilen araçlar haline gelmişlerdir. Bu araçların doğuşu, çok karmaşık biçimlerin yakın zamana kadar oldukça zor olan üretimlerini ve inşasını olanaklı hale getirmek için yeni fırsatlar yaratmıştır. Bina tasarımı ve inşasında CAD/CAM teknolojilerinin başlamasıyla oluşan değişimin sonuçları, tasarım ile uygulama arasındaki tarihsel ilişki, yeni sayısal tasarım ve inşa işlemleri bağlamında bağlamında derinleşmektedir. Mitchell and McCullough [1995] a göre, sayısal teknolojinin yardımıyla tasarım, analiz ve inşa işlemlerinin birbirleriyle bütünleşmesi, tasarımcının henüz çizim yapma sürecinin başındayken tasarımlama ile üretme arasında oluşan uçurumu yok etmesini sağlanmaktadır. Çalışmada, özellikle sayısal mimarlıkta biçim üzerine yoğunlaşmak üzere, geçen yüzyılda mimari biçimin gelişiminin izini sürmek amaçlanmaktadır. Yakın zamanda sayısal mimarlıkta gündemde olan düşünceler, yöntemler ve tasarımlama işlemleri araştırılmakta; aynı zamanda teknolojinin bugünün mimarlığı üzerindeki etkileri göz önünde bulundurulmaktadır. Tezimizde sayısal mimarlıkta biçim üzerine çalışılmasının pek çok nedeni bulunmaktadır. Öncelikle, mimarlık alanında gelişim, üç boyutlu modelleme ve zihinde canlandırmaya dayalı yeni yöntemler ve tasarım teknikleri üzerinden kavranabilmektedir. Bu yöntemlerin gelişimi yaratma, algılama, anlatma ve mimari biçimi oluşturma yeteneklerimizi arttırmaktadır. ?kinci olarak, bilgisayar teknolojisinin mimarlıktaki rolü büyük önem kazanmakta ve fiziksel üretime/inşaya farklı bir yaklaşım oluşturmada öncülük etmektedir; bu nedenle bu bağlamda çalışma, teknoloji ile üretim arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendirmektedir. Son olarak, her şeyin üzerinde, sayısal tasarım işlemlerini tanımlamak, tasarımlama ve uygulama arasındaki uçurum nedeniyle bazı tasarımcılar, mühendisler ve hatta eğitimli mimarlar için hala bir şekilde belirsizlik taşımaktadır. Bu nedenle, tez çalışmamız, sayısal biçimin tasarımı ile uygulaması arasındaki uçurumu azaltmaya yönelik olarak ilk aşamadan uygulama aşamasının sonuna kadar tüm aşamaları düzenli bir şekilde açığa çıkartmaktadır. Bu araştırmada, düşünceden başlamak üzere uygulamaya kadar sayısal teknolojilerin teknikleri kullanılarak, mimari biçime ait işlemlerin anlaşılması amaçlanmaktadır. Örnek olarak; mimarlıkta biçimi geliştirmeye yönelik çalışan çağdaş mimarların yeni düşünceleri üzerine çalışma, biçimi ve her tür karmaşık biçimin inşa edilmesini mümkün kılan sayısal mimarlığın yardımını net olarak tanımlayacaktır. Böylece; araştırmamız, her tür sayısal biçimin yaratılmasında kullanılan araç ve yöntemlerin anlatılmasıyla, aynı zamanda biçimin inşa edilmesini mümkün kılan sayısal üretim işlemlerinin özetlenmesiyle sona erecektir. Tezimiz, farklı bakış açıları bağlamında biçim üzerinde yoğunlaşmaktadır; ilki mimari biçimin önemi ve temel elemanlarının çalışılmasıdır. ?kinci olarak yeni kavramların, yöntemlerin ve tekniklerin mimarlık bağlamında anlaşılması çalışılacaktır. Üçüncü olarak; sayısal tasarım araçları tasarım ve uygulama bağlamında sınıflandırılacaktır. Daha sonra sayısal uygulama işlemi incelenecektir. Son olarak, farklı mimarlara ait yeni düşünce ve projeler incelenerek sayısal biçimin uygulanmasına ait bütünsel bir görüş elde edilmesi sağlanacaktır. Anahtar kelimeler: CAD/CAM, sayısal mimarlık, sayısal biçim, mimarlıkta bilgisayar teknikleri, sayısal tasarım araçları, sayısal tasarım yöntemleri, sayısal zincir, -CNC? bilgisayar sayısal denetimi, -RP? hızlı prototipleştirme, sayısal üretim.
- PublicationOpen AccessGüneydoğu'da kentsel dönüşüm: Şanlıurfa(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Şehircilik Bilim Dalı, 2015-01) Kahya, Fatma Nihan; Töre, EvrimTürkiye'de süregelen kentsel dönüşüm tartışmalarının akademik yazında daha çok İstanbul, İzmir ve Ankara odaklı ele alınmakta olduğu izlenmektedir. Şüphesiz bu örnekler, dönüşümün boyutları ve olası sonuçları hakkında önemli ipuçları sağlamaktadır. Bu ipuçlarından biri, dönüşümün eksenine emlak sektörünü koymanın ve tüm kentlerde ve kent içindeki bölgelerde özdeş emlak-eksenli dönüşüm modelini tekrarlamanın orta ve uzun vadede yaratacağı sıkıntıların farkına varmak gerekliliğidir. Bu noktada, yabancı literatürden destek alarak, kentlerin ve kent içerisindeki bölgelerin özgün nitelikleri ve üretici sektörler olan kültür ve turizmin kentsel dönüşümdeki rolü hatırlanmalıdır. Gerek bu özgün değerlerin ortaya konulması, gerekse tartışmalara çeperden bir katkı sağlamak amacıyla, çalışma alanı olarak bir Güneydoğu Anadolu kenti olan Şanlıurfa seçilmiştir. Araştırmada, Şanlıurfa'nın dönüşümüne yön verebilecek başat sektörler olarak kültür ve turizm sektörünün bileşenlerinin, güçlü ve zayıf noktalarının tanımlanması, eğilim ve beklentilerin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmaya, birincil kaynakların yanısıra Şanlıurfa'da kültür sektörü içerisinde doğrudan ve dolaylı olarak var olan aktörlerle yapılan derinlemesine mülakatların bulguları yön vermiştir.
- PublicationOpen AccessHaseki Külliyesi ve çevresi için koruma ve sağlıklaştırma önerisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2012-01) Ürk, Gökçe; Elif Mıhçıoğlu BilgiBu tez çalışması, Haseki Külliyesi ve çevresindeki tarihi alan için koruma ve sağlıklaştırma önerisidir. Yapılan bu çalışma kapsamında, İstanbul Tarihi Yarımada'da bulunan Haseki Bölgesi ve daha detaylı olarak incelenen çalışma alanının fiziksel ve sosyal sorunları irdelenerek, onlara çözümler üretilmesi amaçlanmaktadır. Bizans ve Osmanlı'nın tarihi izlerini taşıyan Haseki Bölgesi'nde, tarihi çevrenin daha iyi korunması, yaşatılması hedeflenmekte, bunun ötesinde koruma önerilerinin getirildiği bir çalışma ile bölgenin özgün niteliklerinin ve kimliğinin ortaya çıkarılmasına çalışılmaktadır. Koruma Projesi, üç aşamada ele alınmıştır. İlk aşama 'analiz', ikinci aşama 'değerlendirme' ve üçüncü aşama ise 'öneri'den oluşur. Çalışma alanında, Haseki Külliyesi ve Cerrah Paşa Cami odaklı projeler yapılmış ve ileriye yönelik önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Haseki, tarihi çevre, koruma, sağlıklaştırma
- PublicationMetadata onlyHousing in libya studies in environmental control(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2005) Hussin, Abdel Hakim A. A.; Küçükdoğru, Mehmet Şener
- PublicationOpen AccessIntegrating CAAD into architectural education(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2007-02) Elhardudi, Mahmod M. A.; Gokan, KorayCAAD, tasarım sürecinde kullanılan bütün programların dahil olduğu (örn. Taslak, tasarım, sunum, iletişim, vs.) Bilgisayar Destekli Mimari Tasarım demektir. Bu tez, CAAD'ın mimari eğitime entegre edilme olasılığını tartışır. Bu tezin temel soruları şunlardır; niye CAAD'ı öğretmek, CAAD eğitime nasıl katkı sağlayabilir? CAAD'ı ne zaman öğretmeye başlamak? Hangi aşamada CAAD öğretilebilir ve ne derecede entegre edilmelidir? Ne öğretilecek, hangi uygulamalar eğitim sürecine yardımcı olabilir? CAAD eğitime nasıl entegre edilebilir? Tez beş bölüme ayrılmıştır. İlk bölüm, mimaride kullanılan bilgisayar programları konseptini inceler, aynı zamanda bu tezin amaçları ve stratejisi de incelenmektedir. İkinci, üçüncü ve dördüncü bölümler bu tezin yapısını oluşturmaktadır. İkincisi, CAAD'ın gelişim tarihini ve bu aracın faydalarını içerir. Üçüncü bölüm, CAAD'ın hem mimari eğitim hem de araştırmalardaki konumunu inceler. İncelemelere ek olarak CAAD öğretiminde değişen kurallar dahildir. Dördüncüsü, CAAD entegrasyonunun gerekleri ve teorisini tartışır. Son olarak, beşinci bölüm bu çalışmanın temel bulgularını ve gelecekle ilgili bazı önerileri içeren sonuç bölümüdür.
- PublicationOpen Accessİstanbul Kumkapı, Telli Odalar Sokak'ta yaklaşık son yirmi yıllık (1994-2013) değişimin incelenmesi ve değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Restorasyon Bilim Dalı, 2013-12) Birgül, Selin; Mıhçıoğlu Bilgi, ElifTarihi yarımada sokaklarında gezerken birçok dönemin izlerini bir arada görmek mümkündür. Bu katmanlaşma sonucunda İstanbul gibi eşsiz bir kent ortaya çıkmıştır. Popüler kültürün etkisi kentleri yepyeni bir çehreye kavuştururken, korunması gerekli sosyal ve kültürel yapıya zarar vermektedir. İstanbul tarihi yarımadasının Marmara Denizi kıyısındaki Kumkapı, bu çok katmanlı ve çok kültürlü oluşumun gözlenmesine olanak sağlayacak zenginliktedir. Bu tezdeki çalışmalar var olan değerleri fark ettirmek ve yaşatılmasına yöneliktir. Bu çalışmada, 1994 yılında Pınar G. Özden'in yapmış olduğu 'Kumkapı Telli Odalar Sokağı'nda Bir Fiziksel Çevre Çalışması' başlıklı tezdeki analiz ve incelemeler temel alınarak, 2013 yılına kadar geçen sürede değişimin gözlenmesi ve bugünkü durumun incelenip değerlendirilmesi, ardından koruma ve sağlıklaştırma önerilerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Tezin amacı, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleri'ne ait, pek çok anıt eser ve sivil mimarlık örneklerinden oluşan yapıların oluşturduğu katmanları barındıran Kumkapı'da, mevcut tarihi çevre değerlerinin belgelenip, özgün niteliklerin korunması ve geliştirilerek yaşatılmasıdır. Bu bağlamda, 1994 ve mevcut duruma ait karşılaştırmalı analiz, değerlendirme ve öneri çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
- PublicationMetadata onlyİstanbul tarihi yarımadada bulunan Bizans kiliselerinin dönemsel özellikleri ve zaman içerisindeki durumları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2005) Dışkaya, Sinem; Övünç, Turgut
- PublicationMetadata onlyİstanbul'da coğrafi bilgi sistemleri yardımı ile deprem hasarlarının azaltılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2002) Erkan, Yasemin; Karataş, Hasan
- PublicationOpen Accessİstanbul, Samatya'da tarihi çevre koruma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı, 2011-10) Gündoğan, Zeynep; Nur AkınTarihi Bizans dönemine kadar uzanan Samatya, Ermeni, Rum ve Müslüman halkın yıllar boyu bir arada yaşadığı ve bu grupların kendi kültürel özellikleri ve yaşam tarzlarıyla özgün bir mimari biçim yarattıkları kozmopolit bir yerleşmedir. 5. yüzyıldan başlayarak İstanbul için önemli bir bölge olan semt, esas gelişimini 19. yüzyılda tamamlayarak en parlak dönemini yaşamıştır. İstanbul'un Fatih ilçesine bağlı semtlerinden biri olan Samatya, geçmişi eskiye dayanan ve tarihi yarımadadaki diğer orta halli Gayrimüslimlerin yerleştiği Fener, Balat gibi bölgelerle fiziksel ve sosyal çevre özellikleri açısından ortak bir mimari dil oluşturmaktadır. Bölgede yaşayan kozmopolit halk, cami, kilise, hamam, okul ve çeşmeler çevresinde, dar parseller üzerine 2-3 katlı kâgir konutlar inşa etmiştir. Semt, 1960'lardan sonra Ermeni ve Rum nüfusun bölgeyi terk etmesiyle nitelik değiştirmiş ve Anadolu'dan gelen düşük gelirli halka ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Günümüze gelinceye dek pek çok değişime uğrayan semtin, İstanbul'un diğer tarihi bölgelerine oranla, tarihsel niteliklerini fazla koruyabildiği söylenemez. Var olan tarihsel özellikleri koruyarak, günümüz koşulları ve bölgenin gereksinimleri doğrultusunda Samatya bölgesinin sıhhileştirilmesini amaçlayan bu tezde, Samatya bölgesinin yeri, konumu ve coğrafi özelliklerine yer verilmekte ve bölgenin özellikleri anlatılmaktadır. Bu bağlamda kaynaklarda 5. yüzyıldan başlayarak öneminden söz edilen, 17-18. yüzyıllar arasında gelişim gösteren ve 19. yüzyılda da en parlak dönemini yaşayan Samatya semtinin tarihi süreç içindeki fiziksel, sosyo-kültürel ve ekonomik gelişimi ile ilgili analiz ve değerlendirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bölge içinde, üzerinde daha detaylı bir biçimde çalışılabilmek için seçilen çalışma alanının mimari özellikleri, anıtsal yapıları ve sivil mimarlık örnekleriyle birlikte incelenmiş, fiziksel yapıda meydana gelen değişimler ortaya konmuştur. Bu bağlamda ayrıntılı bir biçimde çalışılmak üzere seçilen Pulcu Sokak'taki mevcut durumun ortaya koyulması ve daha ayrıntılı koruma ve sağlıklaştırma önerileri geliştirilmesi, semt için önerilen koruma yaklaşımının daha iyi kavranmasını sağlamaktadır. Tez kapsamında, bölgenin giderek yok olan tarihi özelliklerinin saptanması ve bu özellikleri koruyan bir sıhhileştirme projesinin hazırlanması amaçlanmıştır. Çalışmada, bölgenin taşıdığı kültürel ve tarihi özellikler günümüz koşulları ve yörenin gereksinimleri çerçevesinde değerlendirilerek, bölgenin çağdaş bir görüntüye kavuşması için öneriler hazırlanmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »