İKÜ Tezler / IKU Theses
Permanent URI for this community
Browse
Browsing İKÜ Tezler / IKU Theses by Type "Thesis"
Now showing 1 - 20 of 851
Results Per Page
Sort Options
- PublicationOpen Access19.yy'da Osmanlı konut mimarisinde iç mekan kurgusunun Safranbolu evleri örneğinde irdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Sanat ve Tasarım Anabilim Dalı, 2009-07) Azezli, Gülçin Bozkurt; Oğuz Ceylan;?19.yy'da Osmanlı Konut Mimarisinde İç Mekan Kurgusunun Safranbolu Evleri Örneğinde İrdelenmesi'' konulu tezin amacı;Türkiye'de geleneksel konut mimarisinin tarihsel gelişim süreci,plan tipleri ve iç mekan kurgusunun, geleneksel konut mimarisinin en iyi korunduğu yer olan Safranbolu Evleri ele alınarak irdelenmesi. Tez giriş ve onu takip eden dört bölümden oluşmaktadır. Bu amaçla ilk olarak; Geleneksel Türk Evi'nin tarihsel süreç içerisinde çadır hayatından yerleşik düzene geçiş ile başlayıp çeşitli kültür bileşenlerinin de izini taşıyarak gelişimi ve kökeni irdelenmektedir. Geleneksel Türk Evi'nin tanımı,tarihçesi ve oluşumu ile birlikte Safranbolu bölgesinin, geleneksel konut mimarisi açısından tarihsel gelişim sürecine değinilmektedir. Geleneksel Türk Evi planlama ve yapısal kurgu açısından ele alınarak, plan tipleri,cephe özellikleri,kullanılan malzeme ve uygulanan teknikler açısından irdelenmekte ve plan tipleri; tarihsel gelişim sürecine göre en basit plandan, en karmaşık plana doğru anlatılmaktadır.?ç mekan kurgusu açısından temel öge olan oda ve oda içindeki donatılar işlevselliklerine ve yöresel özelliklerine göre irdelenmektedir.Aynı şekilde sofa ve sofanın planı belirleyen merkeziyetçi etkisi ve sofada yer alan yapısal elemanlar da detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Safranbolu bölgesi evleri,planlama ve yapısal kurgu açısından değerlendirildiğinde; plan tipleri,cephe özellikleri,kullanılan malzeme ve uygulanan teknikler bakımından irdelenmektedir.?ç mekan kurgusu açısından oda ve oda içindeki donatılar ve sofa ve sofada yer alan yapısal elemanlar detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Sonuç olarak; bu araştırmalar neticesinde incelenen Safranbolu Evlerinin plan tipinin, Geleneksel Türk Evi plan tipinin hangi aşamasında yer aldığının tesbiti anlatılmaktadır.Ayrıca 19.yy açısından değerlendirilen Geleneksel Türk Evi ve Safranbolu Evleri iç mekan kurgusu açısından irdelenerek; Geleneksel Türk Evi'nin yapısal ve kurgusal özelliklerinin, Safranbolu Evlerindeki yansımaları anlatılmaktadır.
- PublicationOpen Access1970'li Yıllarda Aşık Şiirinde Politik Söylem(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2017) Akkuş, Sinan; Kaya, Muharrem; 136784Toplumun birçok kesimi doğrudan ya da dolaylı olarak ülkede yaşanan siyasî atmosfere ayak uydurmaya çalışmaktadır. Âşık şiirinin temsilcileri içinden, politik olaylar karşısında tepkisiz kalan isimler olsa da, toplum için kaygıları bulunan ve bu doğrultuda ülkenin siyasetini takip ederek politik söylemler üreten âşıklar olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın konusunu, toplumun problemlerini önceleyen ve bu amaçla siyasî bir tavır alan âşıkların şiirleri oluşturmaktadır. Çalışmada ilk olarak, âşıkların siyasî içerikli şiirleri toplanmış ve âşıkların bu şiirleri oluştururken hangi doğrultuda hareket ettikleri ve neyi amaçladıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Şiirler, 1970'li yıllarda Türkiye'de yaşanan siyasî olaylar göz önüne alınarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, âşıkların en çok üzerinde durduğu konular saptanarak, konuların her biri ayrı başlıklar altında incelenmiştir. Şiirlerin değerlendirmesi yapılırken, âşıkların benimsemiş olduğu dünya görüşü dikkate alınmış ve buradan bir sonuca varılmaya çalışılmıştır. Şiirlerde işlenen konuların toplandığı her bir bölümün sonunda, âşıkların genel itibariyle ortaya koyduğu fikirlerden bazı çıkarımlar yapılmıştır. Sonuç bölümünde, âşıkların çağın gerisinde kalma gibi bir probleminin olmadığı kanıtlanmaya çalışılmıştır. Siyasî tavra sahip âşıkların, yaşanan gelişmelerden ve fikir hareketlerinden haberdar olarak toplumun sorunları adına birtakım öneriler sundukları görülmüştür.
- PublicationOpen Access1970-1990 yılları arasında Sovyetler Birliği'nde Türkoloji çalışmalarında "Sovetskaya Türkologiya" dergisi örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2014-09) Kankavi, Janetta; Daşman, AliBu çalışmanın konusu Sovyetler Birliği'nde 1970-1990 yılları arasında yapılan Türkoloji araştırmalarıdır. Türkoloji ile ilgili materyaller Rus kaynaklarına göre seçilmiş ve "Sovetskaya Türkologiya'' dergisi bu çalışmanın en önemli kaynağı olmuştur. Bu dergide Rus ve Sovyet Türkologlarının Türk Dilbilimi alanında gerçekleşen çalışmaları yer almaktadır. Türkoloji araştırmaları Türk Dilleri, Gramer, Fonetik, Morfoloji, Sentaks, Leksikoloji ve Leksikografya, Diyalektoloji ve Diyalektografya, Eski Türk Yazılı Metinler ve farklı dil konuları üzerinde gerçekleştirilmiştir. "Sovetskaya Türkologiya'' dergisi sadece Rus ve Sovyet Türkologların çalışmalarını değil yabancı Türkologların çalışmalarını da bir araya getirmektedir. Anahtar Kelimeler: Türkoloji gelişimi , Rus ve Sovyet Türkologları , Türk Dilleri , Türk Edebi Dili , Türk Dili Tarihi , Bilimsel Türkoloji araştırmaları .
- PublicationOpen Access1980'li yıllarda (1980?1990) Türkiye sanat ortamının değerlendirilmesi: Bu bağlamda dönemin, özellikle resim alanında üretilen işlere yansıması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007-01) Ötkünç Öztürk, YıldızTürkiye'de 1980-1990 yılları arasında plastik sanatlar ortamını değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma, on yıllık süreci toplumsal ve kültürel iklimin değişimi bağlamında ele alıp incelediği için tarihsel bir arka plan sunumunu da gerekli kılmıştır. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan önceki sosyo-kültürel gelişmelerin çözümlenmesi ve 1923'ten önceki dönemin mercek altına alınması tez kapsamına alınmıştır. Üç ana başlıktan oluşan çalışmanın alt bölümlerinde, incelenen dönemlerin alt yapısını ve arka planını daha net görebilmek amacıyla, sosyo-ekonomik ve siyasi duruma da değinilmiştir. Tezin birinci bölümünü Cumhuriyet'in kuruluşundan önce yaşanan kültürel değişimler oluşturmaktadır. Bu çerçevede, Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılaşma sürecine girişi ve bu dönüşümlerin Osmanlı Devleti üzerinde yarattığı kültürel ve toplumsal evrim incelenmiştir. Batılılaşma sürecini etkileyen en önemli itici güç kapitalist dünya ekonomisiyle bütünleşme eğilimidir. 18. yüzyılda Lale Devri'yle başlayan bu yönelişin, 19. yüzyıldan bu yana askeri ve bürokratik kanat tarafından yürütülmekte olduğu görülmektedir. Osmanlı bürokrasisi içinde Batı'yla yakın temaslar, III. Ahmet döneminde başlamış, III. Selim, II. Mahmut ve II. Abdülhamit iktidarlarında hızlanarak devam etmiştir. Lale Devri'nde, özellikle peyzaj ve mimarlık alanlarında değişimler söz konusuyken, sonraki dönemde Batılı tarzda plastik değerlere ilgi duyulmaya başlanmıştır. Bu süreçte, Tanzimat ve ardından Meşrutiyet'in ilanıyla Batılılaşma çabalarının kurumsal niteliğe dönüştürülmeye çalışıldığı görülür. Ancak, bu çabalar ve eğilimler, yönetici sınıfla halk arasındaki düşünsel ve sosyo-ekonomik uçurumların azaltılmasından çok derinleşmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, yönetici elitin yaptığı yenilikler toplumun çoğu tarafından benimsenmemiş, çeşitli tepkilere yol açmıştır. İkinci bölümde ise 1923-1980 yıllarında Türkiye'nin kültür ve sanat ortamındaki gelişmeler incelenmiştir. Alt bölümlerde, Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte, ülkede yaşanan köklü kültürel siyasal değişimler, tarihsel dönemlere ayrılarak ele alınmıştır. Bu bağlamda ilk olarak, çok partili siyasal döneme kadar incelenen bölümde, Cumhuriyet'in kültür siyasaları ve kurumsallaşma adımları irdelenmiştir. Osmanlı gibi geleneksel ve içe kapalı bir toplumu miras alan Cumhuriyet'in önder kadrosu, başından itibaren yüzünü Batı'ya dönmüş ve hedeflerini bu yönde koymuştur. 1950'lerden sonra Demokrat Parti'nin iktidara gelişiyle beraber, devletin kültür alanında yaptığı atılımlar yavaşlamış, sanatçı-devlet işbirliği gittikçe zayıflamıştır. Yeni hükümetin sanata ve sanatçıya desteğinin azalması sonucu, bu boşluğu özel sektörün doldurmaya çalıştığı görülür. Özellikle 1970'lerin ortasından başlayarak yoğun bir biçimde açılan özel galeriler, 1980'lerle birlikte bu alandaki etkisini daha fazla hissettirmiştir. Üçüncü bölüm, çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır. ?Türkiye'de 1980-1990 Döneminde Plastik Sanatlar Ortamı? başlığı altında ilk önce, 80'lerin dünya konjonktürüyle birlikte, yeni-liberal ekonomik programın uygulamalarına değinilmiştir. Ardından bu paradigma değişiminin toplumsal yaşamda ve kültürel alanda bıraktığı izlerin sanat ortamına yansıması incelenmiştir. Bu bağlamda 1980'lerde, sanat ortamındaki değişimleri hazırlayan koşullar irdelenmiştir. Ayrıca, bu dönemde, devlet ve özel galerilerde düzenlenen bazı sergilere değinilmiştir. Ekler bölümünde ise, sanatçılarla yapılan röportajlar sunulmuştur. Bu görüşmelerde sanatçıların, 80'li yılların Türkiye sanat ortamına ilişkin gözlem ve yorumlarına yer verilmiştir. Anahtar Sözcükler: Çağdaş sanat, görsel sanatlar, yeni liberalizm, modernizm.
- PublicationOpen Access1980'li yıllarda İstanbul'da sanat galericiliği ve çağdaş Türk sanatına etkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı / Sanat Yönetimi Bilim Dalı, 2016) Saçli, Erhan; Üstünipek, MehmetBu çalışmanın konusu 1980'li yıllarda İstanbul'da yer alan sanat galericiliği ve Çağdaş Türk Sanatına etkileridir. Araştırmanın hedefi önde gelen galerilerden Galeri Baraz, Galeri Lebriz, Galeri Nev, Maçka Sanat Galerisi, Mine Sanat Galerisi, Tem Sanat Galerisi, Teşvikye Sanat Galerisi ve Tiglat Sanat Galerisi'nin detaylı sergi listesini oluşturup, onlar üzerinden değerlendirme yapmaktır. Araştırma yapılırken Cumhuriyet Gazetesi'nin haftalık sanat çizelgelerinden ve Sanat Çevresi dergisinin her ay yayınlanan sergi takvimleri incelenmiştir. Bunlar dışında Hürriyet Gösteri, Milliyet Sanat, Sanat Olayı dergilerinden bu sergiler taranıp kontroller yapılmıştır. Ardından bu takvimlerden galerilerin geçmiş sergi listeleri oluşturulmuştur. Bu sergi listelerinde, serginin adı, açılış ve kapanış tarihi, serginin kişisel/karma oluşu, sergi türü ve sanatçı bilgisi yer almaktadır. Kişisel sergilerde sanatçının doğum ve ölüm tarihleri de eklenmiştir. Sonra bu bilgiler değerlendirilip, dönemsel açıdan galerilerin analizleri oluşturulmuştur.Yapılan bu araştırmaların sonucunda İstanbul'da 1980 ile 1990 yılları arasındaki sanat galericiliği anlayışı ve Çağdaş Türk Sanatına etkisinin olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
- PublicationOpen Access1990 sonrası Türk sinemasında film anlatı yapılarına karşılaştırmalı bir bakış(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İletişim Anabilim Dalı / İletişim Tasarımı Bilim Dalı, 2019) Ergün, Ezgi; Taş Öz, PerihanTürk Sinemasında 1990'lı yıllar birçok anlamda değişim ve dönüşümün yaşandığı bir dönem olarak kabul edilir. Bu dönemde yaşanan kırılma noktaları, yepyeni bir sinemanın oluşumuna zemin hazırlamıştır. Kültürel bir üretim ürünü olan ve dönemin koşullarından etkilenen sinema şüphesiz ki 1980 yılında gerçekleşen ve bir kırılma noktası olarak görülebilecek 12 Eylül Darbesi'nin beraberinde getirdiği olumsuzluklardan da etkilenmiştir. Darbe ile birlikte zorlu bir süreç içine giren Türk Sineması, 1987'de yaşanan ve ikinci bir kırılma noktasını oluşturan Yabancı Sermaye Yasası'nda yapılan değişikle durma noktasına gelir. Amerikan film ve yapım şirketlerinin ülkede dağıtım ve gösterim hakkı elde ettiği bu gelişme Türk Sinemasının seyir koşullarını olumsuz yönde etkilemiş ve kısa süre içinde Hollywood Sineması ülkede egemen anlatı biçimi haline gelmiştir. Bunun sonucunda Türk Sinemasına yeniden canlılık kazandırmak isteyen yönetmenler iki farklı sinema pratiğine başvurur. Kimi yönetmenler gişe kaygısı güderek Hollywood Sineması'nı taklit ederken, kimi yönetmenler de biçim ve içerik yönünden farklılaşan, kendilerine özgü bir sinema dili geliştirmeye başlar. Türkiye'de anlatı yapıları arasındaki ayrım böyle bir dönemin koşulları içinde belirginleşir. Bu çalışmada Türk Sinemasında ortaya çıkış koşulları ele alınan anlatı yapılarının özelliklerine değinilmiş ve bu yapılara karşılaştırmalı bir bakış sunulmuştur. 1990 sonrası dönemde ortaya çıkan değişim ve dönüşümlerin izlerinin günümüz sinemasına kadar ulaştığı düşüncesinden hareketle, 2000'li yıllarda çekilen Alper Çağlar yönetmenliğindeki Dağ I, Dağ II ve Nuri Bilge Ceylan yönetmenliğindeki Bir Zamanlar Anadolu'da anlatısal açıdan incelenmiştir. Klasik anlatının gişe başarısını hedef alan, standardize edilmiş bir seyir sürecine odaklanarak belli kalıp ve şablonlar çerçevesinde şekillenen yapısı karşısında, çağdaş anlatı filmlerinin gişe kaygısı gütmeyen, belirli sanatsal değerler üzerinde yükselen ve bu yönü ile standart kalıplara bağlı kalmayan, kendine özgü bir yapıya sahip olduğu incelenen filmler üzerinden gözler önüne serilmiştir.
- PublicationOpen Access1990'lardan Günümüze Türk Televizyonculuğunda Yönetmenin Rolü(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim ve Tasarım Anabilim Dalı / İletişim Tasarımı Bilim Dalı, 2015-02) İbrahimov, Tural; Ormanlı, Okanİnsanlık tarihi içerisinde televizyon, sadece görüntü aktaran bir kutu olarak düşünülmemelidir. Televizyon, medeniyetimizin en yaygın yayın aracıdır ve aynı zamanda toplumumuz için bir ayna niteliği taşımaktadır. Televizyon yayınlarına bakarak o yayına sahip olan ülkenin değerleri, kültürü, gelenekleri hakkında fikir sahibi olunabilir. Yayınlara görüntü verilmesi haberleşmede yeni bir çağın başlamasına neden oldu. Sözlü metinlere görsellik de eşlik ettiği için inandırıcılık arttı, televizyon yöneticileri televizyonun bu özelliğini kullanarak istediği görüntüyü ve istediği düşünceyi oluşturabilme yeteneğine sahip hale geldi. Günümüzde etkileri net bir şekilde görünen küreselleşme içerisinde televizyonun ve yönetmenlerin etkisi yadsınamaz. Kanal yönetimi ve kanalların uyması gereken kurallar dışında, yayınlarda yönetmen en önemli yere sahiptir. Türk televizyonculuğunda yönetmen bir televizyon ya da izleti yapımını, görsel, işitsel ve estetik bir bütün olarak var eder. Yönetmen, bir yapımın zihnidir. Televizyonun insanlar üzerinde bıraktığı etkiye dayanarak televizyon yayınlarının muazzam bir güce sahip olduğu söylenebilir. Bu nedenle yönetmenlerin topluma karşı azımsanmayacak şekilde bir sorumluluğa sahip olduğu sonucu da ortaya çıkar. Çalışma, Türk televizyonculuğunda yönetmenlerin 1990'lı yıllardan günümüze dek bu sorumluluğunu ve misyonlarını ortaya koyarak tartışmıştır. Anahtar Sözcükler: Türk Televizyonculuğu, Yönetmen, Yönetmenin Rolü, Dünya Televizyonculuğu
- PublicationOpen Access2000 sonrası İstanbul'da sanat piyasasını yönlendiren etmenler(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2013-01) Sağbaş, Şöhret; Üstünipek, MehmetBu tezde, İstanbul'daki plastik sanatlar piyasasının 2000 sonrasındaki durumu ele alınmıştır. Plastik Sanatların, günümüz koşullarında bir piyasa halini alması, küresel sanata adaptasyonu ile birlikte piyasa aktörlerinin revizyonları üzerinde durulmuştur. Güncel sanatın, İstanbul sanat piyasalarını ne ölçüde ve nasıl etkilediği, bu etki sonucunda İstanbul sanat piyasasına yön veren müzayede evleri, sanat galerileri, sanat fuarları, bienaller, müzeler, koleksiyonerler, küratörler, sanatçılar, sanat kurum/dernek/birlikleri vb aktörlerin durumları analiz edilmiştir.
- PublicationOpen Access2000'ler Sonrası Hollywood'da Çizgi Roman Uyarlamaları: Batman Kara Şövalye Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Tasarımı Anabilim Dalı, 2018) Perut, Duygu; Ormanlı, Okan; 108048Bu çalışmada Christopher Nolan'ın hayal dünyasının, "Batman" çizgi roman karakteriyle buluşması sonucu, 2008 yılında vizyona giren "Kara Şövalye" filmi incelenecektir. Filmsel anlatı çözümlemesi, Vladimir Propp'un Masalın Biçimbilimi'ne dayanarak, hikâyenin biçimsel ilerleyişi ve kahramanın işlevleri saptanacaktır. Negatif ve pozitif karakterler arasındaki farklar, bu kuram üzerinden değerlendirilecektir.
- PublicationOpen Access2000'li Yıllarda Üst Gelir Grubu Konutlarında Kullanıcı Memnuniyeti: Ataköy Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2018) Barutçular, Tülin; Dostoğlu, Neslihan; 110251Konut kullanıcıları için konut seçimi ve memnuniyeti en önemli yaşamsal faktörlerden biridir. İstanbul Ataköy yerleşimi birçok bakımdan konut memnuniyetinin üst düzeyde olduğu semtlerden biridir. Alanda önceki yıllarda memnuniyet üzerine çeşitli çalışmalar yapılmış olmakla birlikte zaman içinde yeni binalarla genişleyen bu alan hala araştırmacılar için öğretici önemdedir. Araştırmada, Ataköy'de 2006 yılında teslim edilen ve on iki yıldır kullanılan "Ataköy Konakları" ile 2016'da teslim edilen ve iki yıldır kullanılan "Yalı Ataköy" siteleri üzerinden, yeni veriler elde edilmesi hedeflenmiştir. Ataköy'de memnuniyet ve yere aidiyet birbiri içine geçmiş kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Komşuluk önem verilen bir değer olarak ortaya çıkarken, yerleşim kararlarını da etkilemektedir. Bu açıdan Ataköy özellikli bir bölgedir. Araştırmada fenomenolojik bir yaklaşım benimsenmiş; derinlemesine görüşmelerle kullanıcıların yanıtları doğrudan alınarak mahalle, komşuluk, memnuniyet ve aidiyet kavramları yorumlanmıştır.
- PublicationOpen Access2000-2010 yılları arası Türk sineması film afişlerinin gelişimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Tasarımı Anabilim Dalı, 2013-06) Marşap, Gökçe; Okan OrmanlıBu çalıs?mada 2000-2010 yılları arasında yapılan filmlerin afiş çalıs?malarında 10 yıllık dönem kapsamında ele alınarak gelişim süreci incelenmis?tir. Afis? tasarımları dog?rudan sosyal ve toplumsal konularla ilis?kili oldug?u için tasarıma etki eden faktörleri öncelikli olarak ele alınmaktadır. İşte bu bilişim ve iletişim teknolojilerinin sunduğu hızlı değişim ve dönüşüm sürecinde çağdaş film afiş tasarımcıları birçok yeni grafik tasarım program ve ögelerini kullanarak dijital unsurların film afişlerinin hazırlanmasında altyapısını teşkil etmesini sağlamışlardır. Bu çalışmada ortaya çıkan bu yeni film afiş tasarım süreci 2000 ile 2010 yılları arasında Türk Sineması film afişlerinin gelişim süreci incelenmeye çalışılmaktadır. Çalışmada özellikle dijital platformda hazırlanan film afişleri yıllar itibariyle seçilen örnek afiş üzerinden incelemesi yapılmaktadır. Bu film afişleri o yıl içindeki en çok izlenen Türk filmi afişlerinden seçilmiştir. Sinema severlerin beğenisine uygun olarak tasarımlanan bu film afişleri incelendiğinde benzerlikler görülmüştür.
- PublicationMetadata only2007 Türk Deprem Yönetmeliği kriterlerinin sanayi yapılarının inşaat maliyetine etkileri(2009) Özek, Senem; Dikmen, Ümit
- PublicationOpen Access2008 Krizi Dönemi Sonrası Demir Çelik Sektöründen İki Firmanın Finansal Durumlarının İncelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı, 2018) Bayakır, Gökhan; Şen, Ali; 152444Bu çalışmanın konusu; 2008 yılında başlayan ve bütün küresel ekonomileri ve sektörleri olumsuz etkileyen küresel krizden sonraki 10 yıl içerisinde, Türkiye'de demir çelik sektöründe faaliyet gösteren başlıca iki firmanın finansal durumlarının araştırılmasıdır. Bu çalışmada özellikle borsaya kote olmuş şirketlerin finansal durumlarını incelemekte en çok kullanılan iki analiz türü olan Teknik Analiz ve Mali Analiz yöntemleri kullanılmıştır. İlk yöntemde formasyon, hareketli ortalama,gösterge ve hacim analizi uygulanırken, ikinci yöntemde yatay, dikey, trend ve rasyo analizi uygulanmıştır. Çalışma esas olarak beş ana bölümden oluşmaktadır. İlk iki bölümde Teknik ve Mali Analiz yöntemleri hakkında teorik bilgiler aktarılmıştır. Üçüncü bölümde 2008 krizi ve krizin ekonomi ile demir çelik sektöründeki yansımaları ele alınmıştır. Dördüncü bölüm metodoloji hakkında bilgilendirme mahiyetinde olmuş, beşinci bölümde ise sözü edilen yöntemler kullanılarak şirketler analize tabi tutulmuştur.
- PublicationOpen Access2010 Avrupa Kültür Başkenti Kapsamında, Kültür ve Sanat Projelerinin Sosyolojik Yapı İçerisindeki Yeri ve Etkilerinin Araştırılması İncelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Yönetimi Anabilim Dalı, 2010-06) Kısaoğulları, Aysun; Fethiye ErbayBu çalışmada İstanbul'u 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmaya götüren süreç ve bu bağlamda Mayıs 2010'a kadar gerçekleştirilen kültür-sanat projelerinin sosyolojik yapıya olan etkisi araştırılmıştır. Kültür ve sanat kavramlarının kısaca tanımları yapılmış, bu kavramların günümüzdeki durumlarına değinilmiştir. Sanatın yönetimsel boyutu, Sanat projelerinde Ortaklık ve Sponsorluk modellerinden bahsedilmiştir. Avrupa kültürü ve Türkiye'nin Avrupa ile kültür etkileşimi incelendikten sonra Türkiye'de Kültür Politikaları incelenmiş ve değerlendirilmiştir. ?Avrupa Kültür Başkenti? kavramı tanımlandıktan sonra İstanbul'un ?Avrupa Kültür Başkenti? projesine seçilme nedenleri; şehrin var olan kültürel değerleri, kültür ve sanattaki gelişimi ve şehrin kentsel dönüşümü çerçevesinde incelenmiştir. İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilme aşamaları incelendikten sonra diğer Avrupa Kültür Başkentleri olan Pecs ve Essen şehirlerinin de bu süreçteki dönüşümleri açıklanmıştır. Son bölümde ise İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkentliği sürecinde aktif rol oynayan dört kurum (2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Kültür A.Ş., Kültürel İrtibat Noktası) tanıtılmış ve bu kurumların gerçekleştirdiği kültür ve sanat projeleri, her bir disiplin içinde sayısal verilere dayanarak açıklanmış ve sosyolojik yapıya etkileri örneklerle değerlendirilmiştir.
- PublicationOpen Access2011 krizi sonrasında sorunlu aktiflerin çözümlenmesinde kamunun ve varlık yönetim şirketlerinin önemi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2011-11) Ağaoğlu, Ali; Durmuş DündarBu çalışmanın amacı; 2001 yılında yaşanan krizi sırasında yaşanan tmsf ve hazine arasındaki borç-alacak ilişkisi çerçevesinde, söz konusu maliyetlerin mümkün olduğunca azaltılması amacıyla, tmsf aktiflerinde yer alan tahsili gecikmiş alacakların (tga'ların) etkin bir şekilde çözümlenmesinde, birçok ülkede kullanılanılan varlık yönetim şirketlerinin uygulamaya geçiş aşamasının tartışılmasıdır.
- PublicationOpen Access3402 sayılı Kadastro Kanunu kapsamında tapulu taşınmazların harici satış ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2015-06) Tanrıkulu, Mutlu; Akbıyık, CemÜlkemizde kadastro çalışması yapılmamış yerlerde, tapulu taşınmazların harici (tapu dışı) satış sözleşmeleriyle el değiştirmesine ya da tapu maliki dışındaki kişilerce fiilen taşınmazın uzun yıllar kullanılmasına sıkça rastlanmakta, tapu sicilindeki hak durumu ile fiili durum birbirine uymamaktadır. Bu çalışmamızda, tapu siciline karşı oluşmuş olan bu fiili durumu hukukileştirmeyi ve eski tapu kayıtlarının yenilenmesini (tasfiyesini) amaçlayan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b ve 13/B-c maddesindeki "tapulu taşınmazların harici satış ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılması" şartları incelenecektir.
- PublicationMetadata only3D object modeling with algebraic surfaces(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005) Dirican, Ahmet Cengizhan; Uzgören, Gökhan
- PublicationOpen Access4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanuna aykırılık hallerinin geçersizliği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı, 2007-04) Öztürkler, Mahmut; Turgut Öz4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun,Türkiye`de mal veya hizmet Piyasasındaki rekabetçi ortamının oluşturulması ve rekabetin korunması amacıyla 1994 yılında çıkmıştır.Kanunun çıkış tarihinden itibaren hızla uygulamaya geçmiştir. Ancak, Yargıya intikal eden davalarda henüz yeterli ve içtihat niteliğinde kararlar oluşmamıştır. Ancak hızlı gelişen piyasa ekonomisi ve yabancı sermaye akışı, Rekabet Hukukunun daha etkin uygulanmasını ve gelişmesini sağlayabilecektir.Temizin konusuna uygun olarak, öncelikle Rekabet Hukukunun temel kavramları üzerinde durulmuştur. İlk bölümde, çok özetle bu kavramlara yer verilmiş ve Avrupa Birliğinde rekabet hukukundaki uygulamaya tezimizin konusuna ilişkin kısımlarda yer verilmiştir. İkinci Bölümde, Rekabete aykırılığın özel hukuk alanındaki sonuçlarına yer verilmiştir. Özellikle rekabete aykırı anlaşma ve kararlar ile hakim durumunun kötüye kullanılarak yapılan anlaşmalar ve kararlar ile rekabeti bozabilecek veya ortadan kaldırabilecek birleşme veya devralmaların geçersizliği üzerinde durulmuştur.Üçüncü bölümde ise rekabete aykırılıklarda başvurabilecek hukuksal yollar ile rekabete aykırılıklardan dolayı zarara uğrayanların tazminat talepleri ve tazminat şartları üzerinde durulmuştur.
- PublicationOpen Access4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Kapsamındaki İhalelerin İdari ve Yargısal Denetimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı, 2018) Seyhan, Serkan; Tezcan, Durmuş; 1142374734 sayılı Kanun ile düzenlenmiş olan kamu ihalelerinin idari ve yargısal denetimi konusu bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, serbest piyasa ekonomisinde kamu kaynaklarının verimli kullanımı ve yolsuzlukları önleme aracı olarak kurgulanan ihale sistemine ilişkin idari ve yargısal denetimin Türk hukukundaki düzenleniş biçimini, mevzuat hükümleri, öğreti ve yargısal içtihatlar ışığında incelemektir. Ayrıca bu çalışmada 4734 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelikler, Kamu İhale Kurulu ve Danıştay kararları arası farklılıkları saptayarak ideal bir ihale denetim mekanizmasının oluşturulması için çeşitli öneriler ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
- PublicationOpen Access4857 sayılı kanuna göre normal fazla çalışma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Hukuk Anabilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2011-12) Akşengür, Gökçe; Nurşen CaniklioğluFazla çalışma günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bir konudur. Fazla çalışma, işçi için ek bir kazanç sağlarken işverene de aynı zamanda üretimin ve kazancın artırılması anlamında fayda sağlamaktadır. Ancak işverene kazanç sağlarken işçinin sosyal hayatında ve sağlığında olumsuz durumlara neden olmaktadır. Bu sebeple fazla çalışma çok sık başvurulmaması gereken bir konu olmaktadır. Fazla çalışmanın genel olarak istihdam politikası üzerinde de doğrudan ve önemli etkileri bulunmaktadır. Yapılan fazla çalışmaların belli bir sınırlamaya tabi tutulmaları gerekmektedir. Aksi takdir de işçi açısından sağlığını olumsuz yönde etkileyen bir faktör haline gelmektedir. Sınırlama olmadan yapılan fazla çalışmalar sonucu işçiler dinlenmek için kendilerine zaman ayıramamakta ve bu durum sağlıklarını olumsuz yönde etkilemekte, işçinin sağlığını kaybetmesine yol açmaktadır. Yapılan araştırmalarda iş kazalarının işçilerin yaptıkları fazla çalışmalar sonucunda ortaya çıktığını ortaya koymaktadır. Yeteri kadar dinlenemeyen işçi işini yaparken gerekli dikkati ve özeni gösterememekte bunun sonucunda da kazalar medyana gelmektedir. Bu nedenle fazla çalışmanın işçinin sağlığının korunması açısından özel olarak düzenlenmesi gereken çok önemli bir konu olduğunu göstermektedir. Çalışma sürelerinin ve yapılan fazla çalışmaların sınırlandırılması işçinin kendine, yakınlarına ve sosyal hayatına yeteri kadar zaman ayırabilmesine olanak sağlar. Ancak ülkemizde gerek sosyal gerek ekonomik koşullar nedeniyle işçiler sağlıkları pahasına fazla çalışma yapmaktan vazgeçememektedirler. Fazla çalışma işçinin vücut bütünlüğünün ve ruhsal sağlığının korunması açısından önem arz ederken, işveren açısından da işyeri verimliliğinin sağlanması bakımından önem arz eden bir konudur. Yapılan araştırmalar sonucu uzun çalışma 2 saatleri olmayan işyerleri, uzun saatlerle çalışan işyerlerine nazaran elde edilen verim çok daha fazla olmaktadır. Buna karşılık İş Hukukunda bazı düzenlemeler işverenleri fazla çalışma yapmaya teşvik etmektedir. İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunda işverenlerin bazı yükümlülüklere tabi olup olamayacaklarının tespitinde çalıştırdığı işçi sayısı ölçüt olarak alınmaktadır. Belirlenen sayılardan az işçi çalıştıran işverenler bazı yükümlülüklerin kapsamı dışında bırakılır. Bu düzenlemeler küçük işverenlerin korunması açısından getirilmiştir ancak bu düzenlemeler işverenler açısından kötüye kullanılabilmektedir. Küçük işletmelerin kapsam dışında bırakıldığı bu düzenlemeler nedeniyle, işverenler az işçiyle küçük işletmeler halinde çalışmaya yönlendirilmektedir. Fazla çalışmanın bir diğer boyutu ise ülkenin istihdam politikasının düzenlenmesinde bir araç olarak kullanılabilecek nitelikte olmasıdır. Gerçekten işverenlerin yeni işçi istihdam etmelerini sağlamanın bir yolu da, çalışma sürelerinin kısaltılması, yapılacak fazla çalışmaların sınırlandırılması ile mümkün olabilir.