İşletme Doktora Programı / Business Administration PhD Program
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Tür "Thesis" bazında İşletme Doktora Programı / Business Administration PhD Program gözat
Şimdi gösteriliyor 1 - 10 / 10
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
- YayınAçık ErişimBorsa İstanbul hisse senedi piyasasındaki kesitsel anomaliler(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Avedikyan, Sevan; Çetiner, Emine Müge; Çetiner, MügeYatırımcı davranışını açıklayan çeşitli teoriler mevcuttur. Bunlar yatırımcıların rasyonel davranış gösterdiklerini varsayan Beklenen Fayda Teorisi, Markowitz Modeli, Finansal Varlık Fiyatlandırma Modeli, Etkin Pazar Hipotezi şeklindedir. Kahneman ve Tversky 1979 senesindeki çalışmasında yatırımcıların rasyonel olmayan davranışlar gösterebildiğini ispatlamış ve Beklenti Teorisini ortaya koymuşlardır. Piyasaya ulaşan bilgiler menkul kıymet fiyatlarına tam ve doğru olarak yansıyorsa bu piyasalara etkin piyasalar denilmektedir. Buna karşın dünyada birçok piyasa incelenmiş ve pek çoğunun etkin olmadığı araştırmacılar tarafından ispatlanmıştır. Etkin pazar hipotezinin varsayımları ile çelişen bu tür bulgulara anomali ismi verilmektedir ve beş türü mevcuttur. Haftanın belirli günleri veya tatiller gibi bazı dönemlerde, hisse senedi getirilerindeki farklılaşmalar dönemsel anomali olarak anılmaktadır. Firmaya özgü bir takım faktörlere göre hisse senedi getirilerinde yaşanan değişimler ise kesitsel anomali başlığı altında incelenmektedir. Döviz kuru, enflasyon gibi ekonomik bazı faktörler nedeni ile hisse senedi getirilerinde ortaya çıkan farklılaşmalara ekonomik faktörlere dayalı anomaliler denilmektedir. Eğer yatırımcılar teknik ve temel analiz yöntemi ile gelir elde edebiliyorsa teknik anomaliler piyasada mevcuttur. Seçim gibi siyasi bazı olaylardan dolayı ortaya çıkan hisse senedi getirilerindeki farklılaşmalar, politik faktörlere dayalı anomaliler olarak isimlendirilmektedir. Çalışmada ilk olarak Fama ve Macbeth tarafından 1973 senesinde kullanılmış olan kesitsel regresyon analizi yöntemi ile kesitsel anomalilerin Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasasında Ocak 2009 - Aralık 2015 döneminde mevcudiyeti araştırılmıştır. Buna ek olarak toplam piyasa değerlerine göre küçük firmalar, büyük firmalar ve tüm firmalar için anomalilerin mevcudiyeti incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda firma büyüklüğü ve momentum anomalilerinin incelenen dönemde mevcut olmadığı, buna karşın piyasa değeri/ defter değeri anomalisi ile temettü verimi anomalisinin mevcut olduğu gösterilmiştir. Küçük firmalar, büyük firmalar ve de tüm firmalar için benzer sonuçlar elde edilmiştir. Bu piyasanın etkin bir pazar olmadığı da çalışmanın bulguları arasında yer almaktadır.
- YayınAçık ErişimDuygusal emeğin örgütsel vatandaşlık üzerindeki etkisinde örgütsel yaşamda yalnızlığın aracı rolü: Bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Turhan, ÖzgeBu çalışmanın temel amacı, duygusal emek ile örgütsel vatandaşlık arasındaki etkileşimde örgütsel yaşamda yalnızlığın aracılık rolünün tespit edilmesidir. Dört ana bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde örgütsel vatandaşlık davranışının kavramsal çerçevesi ele alınmıştır. İkinci bölümde, duygusal emek kavramı incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, örgütsel yaşamda yalnızlık kavramı ele alınmıştır. Çalışmanın son bölümü olan dördüncü kısımda araştırma kısmına yer verilmiştir. Bu bölümde duygusal emek ile örgütsel vatandaşlık arasındaki etkileşimde örgütsel yaşamda yalnızlığın aracılık etkisine yönelik analizler gerçekleştirilip, sonuçları paylaşılmaktadır. Araştırma İstanbul ilinde bilişim sektöründe faaliyet gösteren ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) firmalarında çalışan danışmanlara yönelik gerçekleştirilmiştir. 440 denekten toplanan verilere göre duygusal emek ile örgütsel vatandaşlık arasında pozitif yönlü anlamlı etkileşim olduğu, duygusal emek ve örgütsel vatandaşlık tutumlarını örgütsel yaşamda yalnızlığın negatif yönlü etkilediği tespit edilmiştir. Bu etkileşimde alt boyutlardan yüzeysel rol davranışının anlamlı katkısı olmadığı da tespit edilmiştir. Örgütsel yaşamda yalnızlığın aracılık rolünün tespitine yönelik gerçekleştirilen hiyerarşik çoklu regresyon analizleri sonucunda, sadece sosyal arkadaşlık alt boyutunda kısmi aracılık etkisi olduğu saptanmıştır. Demografik özelliklere yönelik gerçekleştirilen fark analizleri sonucunda, duygusal emek sergilemenin, örgütsel vatandaşlık sarfetmenin ve yaşanılan yalnızlığın cinsiyetlere göre farklılık göstermediği saptanmıştır. Yaş, medeni durum, toplam kıdem, çalışılan pozisyon, gelir durumu ve öz ebeveyn ile büyüme durumlarına göre gruplar arası anlamlı bir farklılaşma olduğu saptanmış iken, ebeveynlerden her ikisinin eğitim durumunun, işgörenin eğitim durumunun, doğum sırasının farklılık göstermediği tespit edilmiştir.
- YayınAçık ErişimEkip Kaynak Yönetiminde Kabin Ekiplerinin İletişim, Ekip Çalışması ve Stresle Başa Çıkma Tutumları ile Kişilik Yapıları Etkileşimi: Kabin Ekipleri Üzerinde Bir Çalışma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2018) Erdem, Zühal; Paksoy, MahmutBu çalışmanın amacı kabin ekiplerinin kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzlarını Ekip Kaynak Yönetimi çerçevesinde ortaya koymaktır. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, sivil havacılık ve uçuş emniyeti ile meydana gelmiş olan uçak kaza ve kırımlarından bahsedilmiştir. Uçak kazalarının en önemli nedenleri arasında, birinci olarak insan faktörünün gelmesi nedeni ile uçuş operasyonunda insanın yeri, ekip kavramı ve havacılıkta ekip çalışması açıklanmış olup bu bölümün sonunda, insan faktörleri ve SHELL modeli üzerinde durulmuştur. İkinci bölümünde, ekip kaynak yönetimi kavramı ve bileşenleri, oluşumuna etki eden uçak kazaları, ekip kaynak yönetimi eğitimlerinin zaman içinde gelişimi ve ekip kaynak yönetiminin bileşenleri açıklanmıştır. Üçüncü bölümünde, kişilik ve ekip kaynak yönetiminde kişilik, ayırıcı özellikler yaklaşımı, beş büyük faktör kişilik özellikleri, kişilik ile ekip kaynak yönetimi ilişkisi ve stres kavramı ile kabin ekibi stres ilişkisi açıklanmıştır. Dördüncü bölüm olan araştırmada ise, Türkiye'de ticari sivil havacılık işletmelerinde çalışan 800 kabin ekibi (kabin memuru/kabin amiri) üzerinde, kişilik yapılarının ve stresle başa çıkma tarzlarının, kabin ekip kaynak yönetimine yönelik tutumları arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik araştırma yapılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde; tanımlayıcı istatistikler korelasyon, regresyon, analizleri kullanılmıştır. Sonuçlara göre; kabin ekiplerinin kabin ekip kaynak yönetimi davranışlarına yönelik tutumları ile beş büyük kişilik faktörü boyutları arasında ve stresle başa çıkma tutumları arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Türkiye'de kokpit ekipleri üzerinde yapılan araştırmalar olsa da, kabin ekiplerinin kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzları ile KEKY boyutları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır, bu nedenle ilk çalışma niteliğinde sayılabilir.
- YayınAçık ErişimHavacılık emniyet yönetim sistemlerinde risk kavramı ve risk değerlendirmede çerçeveleme etkisine yönelik Bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Uyar, Tevfik; Paksoy, MahmutBu çalışmanın konusu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Emniyet Yönetim Sistemi'nde (SMS) risk kavramının ele alınışı ve bu sistemin havacılık işletmelerine önerdiği risk değerlendirme yöntemidir. Amaç sistemin risk yaklaşımının özelliklerini ve varsa eksiklerini tespit etmek, önerdiği risk değerlendirme yönteminin çerçevelenmesi halinde riskten/kayıptan kaçınma olgusuna yol açıp açmadığını ve dolayısıyla yöntemin rasyonel olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaçla öncelikle ICAO SMS'in literatürdeki risk ve rasyonellik yaklaşımları açısından bir çözümlemesi gerçekleştirilmiştir. Bu çözümlemeyle ICAO SMS'in riski ontolojik bir perspektifte ele aldığı, riskleri asla sıfırlanamaz olgular olarak gördüğü, sosyolojik anlamda örgüt teorisini benimsediği, bürokrat kültürünü teşvik ettiği, olasılıksal risk analizine dayalı ancak aktüeryal bakış açısına da sahip bir mühendislik yaklaşımını kabul ettiği tespit edilmiştir. Risk ve belirsizlik durumlarını birbirine eşit kabul ettiği, hatta belirsizlik konusunda herhangi bir yaklaşımı olmadığı, operasyonel personeli sınırlı rasyonel kabul ederek insan faktörlerini önemsediği ancak hitaben yazıldığı risk yöneticilerini sınırsız rasyonel kabul ettiği gibi özellikleri de sistemin eksiklikleri olarak tespit edilmiştir. Risk değerlendirme sürecinin de sınırlı rasyonel olup olmadığının testi, risk değerlemenin bir parçası olan "olasılık değerleme" formu ile gerçekleştirilmiştir. Üçü ön araştırma olmak üzere toplamda dört araştırmada ICAO SMS'te kullanılması önerilen risk olasılığı değerlendirme formu olay ifadelerinin "olumlu" olarak çerçevelenmesiyle yeniden düzenlenmiştir. Kontrol grubu olarak çerçevelenmemiş standart form kullanılmıştır. İstenmeyen olay ifadelerinin istenen olay olarak çerçevelenmesinin düşük olasılıklı olaylarda algılanan riski artırdığı, yüksek olasılıklı olaylardaysa algılanan riski düşürdüğü tespit edilmiştir. Bu değişimin nedeninin riskten ve kayıptan kaçınma olduğu, sonuçların kümülatif beklenti teorisiyle ve bu teoriye ait dörtlü modelle uyumlu olduğu gösterilmiştir.
- YayınAçık Erişimİnternet odaklı teknoloji firmalarının değerlemesinde Schwartz ve Moon Yöntemi'nin kullanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Özkara, Hakan; Köse, Kamil AhmetÇarpanlar yöntemi, indirgenmiş nakit akımları, net varlık değeri gibi firma değerleme konusunda genel kabul görmüş geleneksel yöntemler "Yeni Ekonomi" nin gözde firmaları olan Internet firmalarını değerlemekte zorlanmaktadırlar. Bu çalışma bir tez çalışması olup amacı Internet firmalarının değerlemesinde genel kabul görmüş yöntemlerin değerlendirilmesi, bu yöntemlere alternatif olabilecek yeni bir yöntemin araştırılması ve önerilen yöntemin bir uygulamasıdır. Schwartz ve Moon Yöntemi hızlı büyüyen teknoloji firmalarının değerlemesindeki belirsizliklerin etkisini azaltabilmek için Eduardo Schwartz ve Mark Moon tarafından ilk sürümü 2000 yılında yayınlanan İndirgenmiş Nakit Akımları yöntemine Reel Opsiyonlar Teorisi ve Monte Carlo Simülasyonu yöntemlerini ekledikleri çalışmadır. Bu yöntem Internet firmaları gibi hızlı büyüyen ve başlangıçta çoklukla zarar eden teknoloji firmalarının değerlemesinde geleneksel yöntemlere göre üstün özellikleri olan bir modeldir. Bu çalışmada bu model üzerinde ilave iyileştirmeler yapılmış ve önerilen yeni model Facebook firması üzerinde uygulanarak sonuçları paylaşılmıştır.
- YayınAçık ErişimMobil uygulamaların alışveriş amacıyla kullanılması sürecinde müşteri tatmini, bireysel yenilikçilik, algılanan kullanım kolaylığı ve fiyat duyarlılığı arasındaki ilişkilerin incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Turp Gölbaşı, Bilge; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaBu çalışmada mobil uygulamalar aracığıyla yapılan alışverişlerde, tüketicilerin fiyat duyarlılıkları ve algılanan kullanım kolaylıklarının müşteri tatmini ile olan ilişkileri ve bireysel yenilikçiliğin bu ilişkilere etkileri incelenmektedir. Mobil ticaret alanında, mobil uygulamalardan yapılan alışverişlerde özellikle bilgi sistemleri davranışlarını analiz eden araştırmalara az rastlanılmaktadır. Bilgi sistemleri başarılı olarak yönetilir ise, istenilen hedefe, satışlara, pazarlama stratejilerine, pazarlama kanallarına ve daha fazlasına ulaşılabilmesinin yolları açılacaktır. Bu amaçla, kullanıcıların mobil uygulamalarla alışveriş yapmasını sağlamak için mobil teknolojinin kullanımını kolay hale getirmek işletmeler için avantaj yaratacaktır. Yeniliklerin teknoloji ile paralel olarak yarattığı değer, kullanıcıların yeni bilgi sistemlerini benimsemesinde önemli bir değişkendir. Mobil ticarette, fiyatlandırma stratejilerinin tasarımında temel değişken olan alıcıların fiyat duyarlılığını ölçmek, satın alma kararlarını etkileyen en önemli unsurlardandır. Değişkenler tatmin edici seviyeye ulaştığında, mobil pazarlama başarılı sayılabilecektir. Tüm bu değişkenler göz önünde bulundurularak bu araştırmaya uyarlanan bir model önerilmiştir. Bu amaçla düzenlenen 612 kişilik anket çalışmasında, mobil ticaret kullanıcıları seçilmiş ve analiz için AMOS programı ile yapısal eşitlik modelleme (SEM) yaklaşımı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarında fiyat duyarlılığı ile müşteri tatmini arasında negatif ilişki olduğu, algılanan kolaylığın müşteri tatminini pozitif etkilediği bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca mobil uygulamalar kullanılarak yapılan alışverişlerde, algılanan kullanım kolaylığının ve fiyat duyarlılığının müşteri tatmini üzerindeki etkisinde bireysel yenilikçiliğin moderatör rolü olduğu gözlemlenmiştir. Son olarak bireysel yenilikçilik, moderatör rolü üstlendiği ilişkiler üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve müşteri tatminini artırmaktadır.
- YayınAçık ErişimSağlık kurumlarında pazarlama bileşenlerinin jkullanıcıların tekrar satın alma niyetine etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Gümüş, Rojan; Arıker, ÇağlaSağlık sektöründe hergün artan rekabet ve daha eğitimli hale gelen sağlık hizmeti kullanıcılarının, beklentilerini karşılayan sağlık kurumlarına yönelmesi sağlık yöneticilerinin bu hareketli sektörde değişen stratejiler uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Sağlık kurumlarının da sundukları kaliteli hizmetlerin yanında, reklam ve tanıtım faaliyetlerinden yararlanmaları ve tedavi süreçlerinde hasta katılımcılığını sağlamaları hasta sayılarını arttırmada önemli bir faktör haline gelmektedir. Bu çalışmanın amacı pazarlama bileşenlerinin sağlık hizmeti kullanıcılarının tekrar satın alma niyetine etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla, sağlık hizmeti kullanıcılarının pazarlama bileşenlerinden ürün, fiyat, tutundurma ve yer algısının marka sadakati ve marka güvenine etkisi bunun da tekrar satın alma niyetine etkisi incelenmiştir. Bunun yanında tedavi süreçlerinde hasta katılımcılığının da sağlık hizmeti kullanıcılarının tekrar satın alma niyetine katkısı araştırılmıştır. Araştırmada Diyarbakır ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeyden 681 sağlık hizmeti kullanıcısına sorular yöneltilerek anketler Yapısal Eşitlik Modeli ile test edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, katılımcılık ve tutundurma değişkenleri marka güveni oluşturmada en önemli etken olarak bulunmuştur. Kullanıcılar özellikle özel hastanelerin içinde katkı payı düşük olanları tercih etmekte ve fiyat önemli bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Marka güveni ve marka sadakati tekrar satın almaya etki etmektedir. Yer değişkeni ile marka sadakati ve marka güveni arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Hastanelerde sunulan hizmetler de marka güvenine olumlu etki eden bir husustur. Sağlık hizmeti kullanıcıları için marka sadakati ve marka güveni tekrar satın alma eğilimine katkıda bulunmaktadır.
- YayınAçık ErişimSosyal Ağlar Üzerinden Yürütülen Kurumsal İzlenim Yönetim Taktikleri: Türkiye'deki GSM Operatörleri Üzerinde Uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2018) Yıldırım, Metin; Yüksel, Cenk ArsunKurumsal İzlenim Yönetimi, olumlu kurumsal imaj sahibi olma sürecinde önemli bir etmendir. Olumlu kurumsal imaj, paydaşların kuruma olumlu yaklaşmalarına yardımcı olmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen tez çalışması Kurumsal İzlenim Yönetiminin önemini vurgulamaktadır. Sosyal medya ve sosyal ağlar sunduğu olanaklar nedeniyle, Kurumsal İzlenim Yönetimi taktiklerinin uygulamasında kullanılabilecek en uygun iletişim platformları arasındadır. Tezin ana amacı, farklı ticari başarı seviyesinde olan operatörlerin kurumsal izlenim yönetim taktiklerindeki ayrışmalarının tespiti; kullanılan kurumsal izlenim yönetim taktiklerinin, müşteride yaratığı duygusal tepkinin gerek operatör gerekse kullanılan taktik bazında farklılaşmasının tespitidir. Operatörlerin ilettikleri tweetler tweeti ilk atan taraf itibarı ile iki temel gruba ayrılmaktadır. Bunlardan ilki, operatörlerin ilk tweeti atan taraf olduğu durumdur. Bu mesajlar, kurumun insiyatifi ile başlayan mesajlardır. Tez çalışmasında, operatörlerin ilk tweeti attığı durumda operatörlerin kurumsal izlenim yönetimine olan yaklaşımları analiz edilmiştir. Bu konuda sadece direkt ve kendini tanıtmaya yönelik taktiklerinin kullanımı araştırılmıştır. Operatörlerin ilettikleri tweetlere içindeki ikinci grup ilk tweetin müşteri tarafından atıldığı durumdur. Bu noktada, tüketicilerden gelen sorulara operatörler yanıt vermektedir. Tüketicilerden gelen soruları yanıtlarken operatörlerin izlenim yönetimin yaklaşımları analiz edilmiştir. Bu çerçevede sadece direkt izlenim yönetim taktiklerinin kullanımı araştırılmıştır. Hedeflenen nokta, operatörlerin kurumsal izlenim yönetim yaklaşımlarının saptanması, operatörler arasındaki benzerliklerin ve ayrışmaların belirlenmesi ve kullanılan taktiklerin müşterideki duygusal yansımasının değerlendirilmesidir. Çalışmanın sunduğu sonuçlar arasında operatörlerin ilk tweeti kendilerinin attığı durumda her üç operatörün mesajlarında ağırlıklı olarak Kurumsal İzlenim Yönetim Taktiği'nin kullandığı görülmüştür. İlk tweeti müşterinin attığı durumda operatörlerin tüketicilere verdiği yanıtlarda, iki operatörün ağırlıklı olarak Kurumsal İzlenim Yönetim Taktiklerini kullanarak cevap tweetlerini iletirken, bir operatörün bunu tercih etmediği saptanmıştır. Kullanılan taktiklerin dağılımında operatörler arasında farklılıklar olduğu saptanmıştır. Tüketicilerin verdiği duygusal tepkinin farklılaştığı görülmüştür. Kurumsal mesajların iletiminde kullanılan taktikler ile tüketicilere verilen yanıtlarda kullanılan taktikleri ait pozitif tweet oranları arasında anlamlı farklılar saptanmıştır. Kurumsal İzlenim Yönetim kavramı göreceli olarak yeni bir kavram olarak yer almaktadır. Araştırmanın sonuçları, organizasyonların kurumsal imaj yönetiminde sosyal medya üzerinden yürütülen Kurumsal İzlenim Yönetim Taktiklerinin belirlenmesinde rehber olacaktır. Bu kapsamda literatüre katkı sağlayacaktır.
- YayınSadece MetadataTüketici karar verme stilleri ile online bilişsel çelişki, algılanan risk ve müşteri memnuniyeti arasındaki ilişkiler ve bir uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Gökcek, Hande Ayhan; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaBu araştırmanın amacı, tüketici karar verme stilleri ile bilişsel çelişki arasındaki ilişkide algılanan riskin moderatör etkisini incelemektir. Algılanan riskin, bağımsız değişken boyutları ile etkileşiminin sonucuyla tüketici karar verme stillerinin bilişsel çelişki üzerindeki doğrudan etkisinin farkı belirlenmeye çalışılmıştır. Aynı zamanda, tüketici karar verme stilleri ve bilişsel çelişkinin müşteri memnuniyetine olan etkisi araştırılmıştır. Ayrıca, demografik değişkenlere göre bilişsel çelişki, algılanan risk ve müşteri memnuniyeti farklılıklarının ortaya konmasının da pazarlamacılara yol göstereceği düşünülmektedir. Araştırma "özel alışveriş siteleri" ile kısıtlandırılmıştır. Bulunan sonuçların, online satış yapan e-ticaret sitelerine öngörü yapması ve veri tabanı pazarlama uygulamalarının geliştirilmesine destek olması amaçlanmıştır. Araştırma, online alışveriş ile ilgili geniş bir perspektiften bilgi sağlamakta olup, yapısal eşitlik modeli ile analiz edilmiş ve literatüre yeni çıkarımlar sağlamıştır.
- YayınSadece MetadataVadeli ve spot piyasalar arasındaki etkileşim: Borsa İstanbul'da bir uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2017) Kaçmazer, Murat; Çetiner, MügeSon çeyrek asırlık dönemde küreselleşme ile birlikte finansal piyasalarda ortaya çıkan riskler, spot piyasa ve vadeli piyasa arasındaki etkileşimi çok daha önemli hale getirmiştir. Buna paralel olarak bu dönemde iki piyasa arasındaki etkileşim akademisyenlerin ve finans alanında çalışan araştırmacıların çalışmalarında temel ilgi odağı olmuştur. Vadeli ve spot piyasa arasındaki etkileşimin esası, spot piyasalarda meydana gelen bir takım risklerden korunmak için vadeli piyasa araçlarının kullanılmasına dayanır. Vadeli ve spot piyasa arasındaki etkileşime ilişkin olarak yapılan çalışmalarda elde edilen bulgulara göre; genellikle vadeli piyasada gerçekleştirilen işlemlerin spot piyasadaki fiyatın oluşum sürecine öncülük ettiği (nedensellik), spot piyasadaki volatiliteyi (oynaklığı) azalttığı ve spot piyasadaki likiditeyi arttırarak piyasaya derinlik sağladığı anlaşılmıştır. Bu çalışmada ülkemizdeki vadeli ve spot piyasa etkileşimi, 2005-2015 yılları arasında öncül-ardıl ilişkisi yönünden, 2011-2015 yılları arasında ise volatilite ilişkisi yönünden incelemiştir. Öncül-ardıl ve volatilite ilişkilerinin mevcut olup olmadığı yüksek işlem hacmi özellikleri göz önünde bulundurularak BIST30 endeksi ile BIST30 endeks vadeli işlem sözleşmesi örneği üzerinden irdelenmiştir. Bu kapsamda, vadeli ve spot piyasa arasındaki öncül-ardıl ilişkisi Johansen Eşbütünleşme testi ile volatilite ilişkisi ise GARCH modeliyle analiz edilmiştir. Uygulama çalışmasında ulaşılan bulgulara göre ülkemizde 2005-2015 yılları arasında öncül-ardıl ilişkisinin spot piyasadan vadeli piyasaya doğru güçlü olduğu görülmüştür. Diğer taraftan 2011-2015 yıllarını kapsayan dönemde vadeli piyasaların spot piyasadaki volatiliteyi azalttığı anlaşılmıştır.