Kişi:
TÖRE, EVRİM ÖZKAN

Yükleniyor...
Profil Resmi
E-posta Adresi
Doğum Tarihi
Araştırma Projeleri
Organizasyon Birimleri
İş Adı
Prof.Dr.
Soyad
TÖRE
Ad
EVRİM ÖZKAN
person.page.name

Arama Sonuçları

Şimdi gösteriliyor 1 - 3 / 3
  • Yayın
    Açık Erişim
    From Industry to Culture: Regeneration of Golden Horn as a “Cultural Valley”
    (Deniz Yengin, 2019) Bosson, Ceyda Bakbaşa; TÖRE, EVRİM ÖZKAN
    The image shifts from industrial identity to cultural identity since 1980s in Golden Horn, one of Istanbul’s former industrial areas, encompassed cultural policies and urban regeneration processes in the area. This study discusses the positions of public and private sector investments in the region during the process of creating "The Golden Horn Cultural Valley" and reveals the policies that managed this regeneration. The research uses a multi-dimensional method considering both qualitative and quantitative data throughout economics, politics/urban cultural policies, society, culture and space. With respect to the projects, the authors highlight three main outcomes: (1) processes vary according to the actors, (2) lack of integrated vision and (3) disconnected cultural visibility.
  • Yayın
    Kısıtlı
    Bahçelievler Millet Bahçesi Katılımcı Tasarım Uygulamasında Bir Aktör Olarak Üniversite: Katılım Merdiveni Üzerinden Bir Değerlendirme
    (Kare Publ., 2022) KÜÇÜKYAZICI, UFUK; OSKAY, BERKAY; TÖRE, EVRİM ÖZKAN; GÖKŞİN, ZEYNEP AYŞE; YAZICI, YASEMİN ERKAN; IAVARONE, AYŞENUR HİLAL; ŞEN, ŞEYDA
    Katılımcı tasarım süreçleri, toplumun her kesimi için yaşadıkları çevrenin tasarımı, geliştirilmesi ve dönüşümü üzerine karar alma sürecine dâhil olmalarına olanak tanıyan uygulamaları içermektedir. Yaratılan demokratik ortam içinde planlama ve tasarım aşamaları, profesyonel mimar, plancı ve tasarımcıların bilgi, beceri ve kaynaklarıyla yerel toplulukların bilgi, beceri ve kaynaklarının birleştirilmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir. Katılımcı süreçlerde farklı aktörlerin etkileşimi açısından çok boyutlu bir yapılanma oluşmakta, gerçek katılımın sağlanabilmesi için üniversitelerin tarafsız aktörler olarak önemli bir rolü bulunmaktadır. Katılımcı tasarım süreçlerini açıklayan merdiven metaforları bu süreçte yer alan paydaşların rollerini ve katılımın hangi durumlarda ortaya çıktığını aşamalarıyla tanımlamaktadır. Söz konusu katılım merdivenleri hem farklı coğrafyalarda, farklı ölçek ve kapsamdaki pratikleri içermekte hem de toplulukların sözde katılım ile gerçek katılım arasında geniş bir yelpazedeki deneyimlerini basamak basamak sunarak tartışmaya ve değerlendirmeye açmaktadır. Türkiye’nin özgün koşulları tasarım ve planlamada katılımcı süreçlere de kuşkusuz yansımakta, yerel koşullar bazında katılımcı tasarım açısından da farklı yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de üniversitelerin tarafsız aktörler olarak yer aldıkları katılımcı tasarım uygulamaları görülmektedir. Ancak, formel eğitim kapsamında yürütülen katılımcı uygulamalar açısından deneyim zemininin yeterince güçlü olmadığı gözlenmektedir. Bu bağlamda, İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü ve Bahçelievler Belediyesi iş birliğinde Bahçelievler Millet Bahçesi’nin katılımcı bir süreç ile yeniden tasarlanmasına yönelik bir uygulama gerçekleştirilmiş ve bulgular, katılım merdiveni yardımıyla değerlendirilmiştir. Üç dönemde tamamlanan bu çalışmada belediyenin çekinceleri ve pandemi sebebiyle katılım basamakları açısından katılımsızlık ve sözde katılım arasında kalan bir uygulama ortaya çıkmıştır.
  • Yayın
    Açık Erişim
    Rant Etkisinde Zekeriyaköy: Çepere Yönelen Plan, Yatırım ve Kullanıcı Tercihlerine Dair Bir Araştırma
    (Kare Publ., 2020) Menteş, Elif; TÖRE, EVRİM ÖZKAN
    Dönemin temel sektörü olması dolayısıyla tarım sektörüne bağlı olarak iktisat alanında ortaya çıkmış ve gelişmiş olan rant teorileri ve araştırmaları bugün kentsel planlama alanında önemli bir yere sahiptir. Bununla birlikte mevcut çalışmaların ağırlıkla kuramsal tartışmalardan ibaret olduğu ve konuyla ilgili durum çalışmalarının ye-terli düzeyde olmadığı gözlenmiştir. Bu makalede rant olgusu, rantı yaratan faktörler ve aktörler kentleşme baskısının çok yüksek olduğu İstanbul’da, üst gelir grubunun yerleşme için tercih ettiği çeper alanlardan biri olan Zekeriyaköy örneği üzerinden ele alınmıştır. Teorik çalışmaların altını çizdiği rant unsurlarından hareketle çalışmada kullanılmak üzere Alan için tanımlanan rant göstergeleri arasında; nüfus artışı, yerleşim alanının büyümesi, altyapının gelişimi, sokak sayısındaki artış, konut tipolojisi ve niteliklerinde değişiklik, arsa ve konut metrekare değerlerinde artış, ulaştırma altyapısının gelişimi yer almaktadır. Alan sakinleriyle yapılan anketler, kurum ve kuruluşların temsilcileriyle yapılan derinlemesine mülakatlar ve alanda yapı-lan analiz ve gözlemler çalışmanın başlıca kaynaklarını oluşturmuş-tur. Çalışma bulguları, 1980’lerin ortalarında yetmiş hanelik bir köy yerleşimi olan Zekeriyaköy’ün birkaç on yıl içinde yatayda ve kısmen düşeyde gelişerek büyüdüğüne ve bu büyümede rant olgusunun var-lığına dikkat çekmekte, merkezi ve yerel kamu aktörlerinin özellikle ulaşım ve konut alanlarındaki plan, proje ve yatırımları ile, planlarla önü açılan özel sektör yatırımlarına, özellikle de üst gelir grubunu hedefleyen lüks konut projelerine işaret etmektedir. Zekeriyaköy’de rant unsurunu ortaya çıkaran bir diğer olgu 1999 Marmara depreminin ardından İstanbul’un deprem riskli güney bölgelerinde yaşa-makta olan bir kesimin kuzeye, deprem güvenlikli alanlara doğru yer değiştirme eğilimleri olmuştur. Bu eğilim; alanda zaten 1990’lardan beri var olan konut geliştirme projeleri, alanın doğa ile iç içe yapısı, kent merkezine yakınlığı ve ulaşım proje ve yatırımları gibi etkenler-le birleştiğinde, özellikle üst gelir grubu için çekici bir unsur haline gelmiştir. Dolayısıyla, hedef kitleye bağlı olarak konut tiplerinde ve özelliklerinde ortaya çıkan değişiklik de sözü edilen rantın sebepleri arasındadır. Zekeriyaköy’deki değer artışları, alanın kent merkezine göre konumu bağlamında değerlendirildiğinde “farklılık rantı”na örnek gösterilebilirken, parsellerin yatırımcılarına toprakların bugünkü piyasa değerleri bağlamında artı-değer yaratması açısından “tekel rantı”nın niteliklerini sergilemektedir. Bununla birlikte söz konusu değer artışları, alan sakinlerinde, mülklerini satma ya da kiralama eğilimi yaratmamaktadır.